12 people found this review helpful
Not Recommended
0.0 hrs last two weeks / 29.1 hrs on record
Posted: 16 Apr, 2019 @ 7:57pm
Updated: 26 Nov, 2019 @ 1:51am

Özet

Ana senaryo, yan görevler, yetenek ağacı ve yan karakter bakımından bu oyun fazlasıyla yetersiz kalıyor. Diğer yandan potansiyelini tam olarak gösterememiş olsa da yakın savaş mekanikleri, zorda oynadığınız vakit keyif alabileceğiniz düşman çeşitliliği ve görsel kalitesiyle hiç fena olmayan bir oyun. Yine de dört saatlik senaryoyu yirmi saate sığdırmayı beceremiyor. Önerilmez.

Normal başlayan ama çok yavaş bir şekilde ilerleyen ve tatmin etmeyen senaryo

Kral 3. Rhobar, anavatanı Myrtana'da dahil olmak üzere tüm kıtayı fethetmiş ve krallığını kurmuştu. Fetih sevdası üzerine deniz aşırı topraklara, Argaan'a fethe çıkan Kral 3. Rhobar ansızın bir karanlığa düşmüştü. Fetihler sırasında zihni bulanan ve güçten düşen kral, yönetimi bir müddet yaveri Dururhang'a devretmişti. Biz ise Kral 3. Rhobar'ın zihnini bulandıran kabusu paylaşan, Argaan topraklarından biraz uzakta Feshyr adındaki ufak bir ada köyünde yaşayan bir çobandık. Sevdiceğimiz olan Ivy adındaki hanımla evlenebilmek için babasının verdiği üç zorlu görevi tamamlamaya çalışıyorduk. Görevlerimiz sırasında adanın cadısı bizi, kabusumuzda gördüğümüz mağaraya götürdü. Mağaradan çıktığımızda ise Kral 3. Rhobar'ın bayrağını taşıyan gemilerin, köyümüzü yıkıp yaktığını ve sevdiklerimizi öldürdüğünü görüyoruz. Kahramanımız öfkeyle kralı alt edeceğini söylüyor ve gizemli tüccar arkadaşı Diego'yla, Argaan'a yolculuğa çıkıyoruz. Argaan'a vardıklarında ise Diego, tanrılar tarafından seçilmiş olan kralın kudretine karşı koyabilmek için bir silaha ihtiyacı olduğunu ve bu silahında Argaan'da bir yerlerde saklı olduğunu kahramanımızla paylaşıyor. Böylelikle intikam dolu maceramız başlıyor. Başlangıç senaryomuz bu kadar. Kral 3. Rhobar'ın zihninin ardındaki sır, Feshyr gibi önemsiz bir köye neden saldırdıkları, gizli silahın önemi ve Diego'nun kim olduğu gibi soruların cevaplarını bulmak için Argaan topraklarını geziyoruz.

Senaryo ve harita birbiriyle benzer şekilde tekdüze ilerliyor. Bölgedeki sorunu çözüp ilerliyoruz. Bölgedeki sorunu çözemezsek ne senaryo da ilerliyor ne de haritada ilerliyoruz. Toplam yedi bölgede altı görev var. Her bölgede iki olmadı üç tane sıradan eşya toplama yan görevi var. İşin üzücü yanı ana senaryo altıncı bölgeye geldiğimiz vakit devam ediyor. Altıncı bölgeye gelene kadar gizemli silah nedir, ne işimize yarayacak, neden önemli, kralın durumu nasıl, kralın zihnini bulandıran şey ne gibi ana senaryo hakkında hiç bir detaya ulaşamıyoruz. O yüzden oyun fazlasıyla yavaş ilerliyor. O zamana dek yaptığımız tek şey, bölgedeki huzursuzluk yaratan durumu düzeltmek ve bölgenin lordunun iznini alıp yolumuza devam etmek. Ondan sonra ise senaryo hızlıca gelişiyor ve son buluyor. Yaklaşık yirmi saatlik oyunun sadece dört saati kahramanımızı ilgilendiriyor. O senaryoyu öğrendiğimiz kısımlar gayet harika. Her ne kadar maceradaki payımız ufak olsa da güzelce doldurulmuş arka plan, amacımızın ve sırların açığa çıkmasıyla boşa kürek çekmediğimizi öğreniyoruz. Eğer dört saatlik bir oyun olsaydı harika olurdu ama değil. Ana senaryoda ilerlerken yaptığımız o bölgesel görevler ne kadar iyi diye soracak olursanız eh işte denecek türden. Onlarda eşya topla ve getir türden ama arada güzel diyaloglar oluyor. Yirmi saat değecek kadar etkili değil. Özellikle görevi birden çok yöntemle bitirme imkanı olsa da sonuç veya etkisi değişim göstermiyor. Sadece farklı bir yol izliyorsunuz. Özellikle ana senaryoyu dolduracak detayları hiçbir şey öğrenilmiyor bu görevleri yaparken.

Yetersiz oyun mekanikleri

Üçüncü kişi kamera açısında oynadığımız bu fantastik rol yapma oyununda karakterimize çeşitlilik veremeyeceğimiz kadar tırt bir yetenek ağacı mevcut. Yetenek ağacında elle tutulur adam akıllı yetenek yok. Mesela yakın saldırı silahlarımız olan tek ve çift elli silahlarımız normal saldırılar gerçekleştirse de, dört saldırı sonrasında duraksama yaşıyoruz. Yakın savaşçılar için olan "Discipline, Mettle ve Vigour" sıralarında açılan sadece üç tane aktif yetenek var. Bunlar ise biriktirilebilir güç saldırısı, güçlü ardışık saldırı ve kalkanla vurma. Bunlar dışında basit saldırımızı dörtten altıya hatta sınırsız savurma sağlayan ve güçlü ardışık saldırı sayısını üçe çıkaran pasif etkiler mevcut. Bu saydığım yetenekler normalde açık olması gereken, özel bir yetenek gibi sunulmaması gereken şeyler. Oyunda biriktirerek ateş edebildiğimiz normal yay ve biraz gecikmeli kullanabildiğimiz kundaklı yay mevcut. Nişancı karakterler için bir tane aktif yetenek mevcut o da yakınlaştırma yapabilmek. Onun dışında nişangah sarsılmasını azaltma, kafadan daha çok hasar verme ve gizlilikle yapılan saldırılarda daha çok hasar verme olmak üzere üç pasif var.

Asıl bomba ise büyülerde. Koca oyunda üç tane büyü var. Ateş topu, buz topu ve yıldırım topu. Her biri için ayrılmış bir yetenek sırası var. Ben yıldırım büyüleri kullandığım için yıldırım büyüsü üzerinden açıklayacağım. İlk seviyeye puan verince yıldırım topu açılıyor. Yıldırım topuyla vurulan düşmanlar bir müddet hareketsiz kalıyor. İkinci seviye yapınca yıldırım topu etkisinde olan düşmanlar silahla yapılan saldırılardan %30 daha fazla hasar alıyor, güzel bir pasif. Üçüncü seviye yapınca ise yıldırım topu biriktirilebilir hale geliyor ve birden çok düşmana sıçrıyor, güzel güçlendirme. Dördüncü seviye yapınca canı %30 'un altında olanlar direkt ölüyor ve fena olmayan bir pasif. Beşinci seviye yapınca yıldırım daha uzun süre biriktirilip daha fazla düşmana sıçraması sağlanıyor. Bir şey fark ettiniz mi? Tüm bu geliştirmeler "tek" büyü için. Aynı büyü pasif kazanıyor ve biriktirip daha fazla düşmana sıçraması dışında hiç bir şeyi yok. Oyunun başından sonuna kadar aynı büyüyü kullanıyorsunuz. Ateş ve buz içinde aynısı geçerli. Fazlasıyla zayıf büyü çeşitliliği ve yetenek ağacından dolayı üzüyorsun bizi oyun.

Hiç mi güzel yanı yok diyecek olursanız oyunda takla atma mekaniği mevcut. Her ne kadar korunma tuşunu basılı tutarken yön tuşuyla takla atmak gibi bir saçmalık olsa da (anlamayanlar için söyleyeyim, sadece sabit olduğunuz zaman korunuyorsunuz, hareket halinde korunamıyorsunuz) gayet etkili. Oyunda düşman çeşitliliği hem bol hem de çok tekrarlı. Düşmanlarda ki sorun ise iki çeşit saldırıları var. Normal ve sert saldırı. Takla atma mekaniğiyle birlikte fazlasıyla kolay oluyor oyun. Heyecan katıyor ama kolay, o yüzden yüksek zorlukta oynamanızı öneririm. Eşya ve iksirler de üretebiliyorsunuz. Eşya üretim konusunda çeşitlilik çok az ama iksir konusunda bol tutulmuş. Araştırmacı bir oyuncuysanız iksir konusunda da rahat olacağınız için ölmeniz neredeyse imkansız olacaktır. Bölüm sonu düşmanı bir tanecik var ama güzel. Yine de oyun eşya ve bölüm sonu düşmanı konusunda yetersiz kalıyor.

Görseller, sesler ve biraz da tekinsiz harita tasarımı kaynaklı hatalar

Görüntü ayarlarını yükseğe çektiğinizde hiç sırıtmayan, zırh ve silah tasarımlarıyla gayet göze hoş gelen bir oyun. Doğada gezmesi, ağaçların sallanması, ani hava değişimleri, kaliteli gölgelendirme ve vahşi yaşamıyla birlikte gayet başarılı atmosferi var. Su birikintilerinde ki yansımalar ve ara sıra gölgeler de göze çarpan sorunlar yine de mevcut. Bazı ana karakterler hariç ana senaryoda karşılaştığımız büyük çoğunluk birbirini kopyası yüzlerden oluşuyor. Seslendirmeler ve yaratık sesleri harika ama seslendirme ve dudak senkronizasyonu sorunlu. Garip yüz kaplamaları ve seslendirme rahatsız edebiliyor zamanla. Müziklerden örnek veremiyorum ama oyun içinde gayet hoştular. Eğimli arazi ve kayalarda karakterimiz garip bir şekilde kayıyor ve bu yüzden lüzumsuzca sıkışarak hatalarda harcanma ihtimalimiz de mevcut. Yirmi saate değmeyecek az içeriğiyle ve koşma olmadığı için lüzumsuzca uzayan işkence süresiyle bu oyunu kimseye önermiyorum.

Puanım 45/100
Was this review helpful? Yes No Funny Award