Hollow Knight
Dlc kısmını oynamamış olsam da ve son bossunu kesmemiş olsam da incelemesini yazabilecek kadar yeterli hissediyorum kendimi.

Metroidvania, souls-like, platform olarak karşımıza çıkan hollow knight gerçekten türünün en başarılılarından diyebiliriz. Çizimleri, atmosferi, mekanikleri ve bir çok güzel özellikleri ile oyun kendine öyle bir bağlıyor ki başka bir şey düşünemez oluyorsunuz. Madem atmosfer demişken ilk grafiklerinden bahsedelim oyunun. Oyunda ki her çizimin el çizimi olduğunu okuyup gördükten sonra bir kez daha hayran kaldım. O kadar detay çizim var ki her sahneyi dakikalarca inceleyebiliyorsunuz. Çoğu oyun ( bkz: nioh ) daha 2-3 dünyanın/bölümün/bölgenin tasarımını farklılaştıramazken Hollow Knight 15 bölgenin 15ini de farklı tasarlayarak karşımıza geliyor. Bir bölgeden diğerine geçtiğinizde gerçekten bir şeylerin değiştiğini anlıyorsunuz. Böcek türleri olsun, bitkiler olsun, ışıklar olsun o kadar farklı ki birbirine benzeyen bölge görüp karıştırmanız çok çok zor. Boss ve npc çizimleri de bir o kadar güzel. Her birinin ekran görüntüsünü alıp duvar kağıdı yapmak istiyorsunuz.

Uzun uzun çizimlerinden tasarımlarından bahsetmek isterim fakat şimdilik bu kadar yeterli. Mekaniklerinden de biraz bahsetmek gerekirse. Çoğu oyunda görebileceğimiz platform mekanikleri hali hazırda var. Duvardan duvara zıplama olsun, çift zıplama olsun vs vs bir çok aşina olduğumuz mekanikler Hollow Knight'ta da mevcut. Platform mekaniklerini metroidvania ile birleştirerek o güzel dünyaları keşfetmeye itmesi ama bunu sizi zorlayarak değilde, içten gelen bir dürtü ile yaptırıyor olması bu oyunu gerçekten değerli kılıyor.

Platform mekaniklerini anlattıktan sonra oyunda kullanılan tılsımlardan bahsedelim biraz. Oyunda 40'a yakın tılsım bulunmakta ve her taktığımız tılsım oyun mekaniğimizi değiştirmekte. Bazısı atağımızı güçlendirirken bir başka tılsım ise hızlı koşmamıza yardımcı oluyor, bir başkası ise canımızı artırıyor ve buna benzer bir sürü özelliğe sahip tılsımlar var. Tılsımları takabilmek için ise belirli bir soket sayımız var bunları oyunda etrafı keşfederken, boss kestiğimizde ya da npclerden satın alarak artırabiliyoruz. Aynı mantıkla canımızı da ve az sonra bahsedeceğim enerjimizi de bu şekilde
artırabiliyoruz. Enerjiden bahsetmek gerekirse diğer oyunlarda ki mana da diyebiliriz. Yaratık kestikçe dolan ve kazandığımız büyüleri kullanmamızı sağlayan bu enerji ile kaybettiğimiz canıda tamlaya biliyoruz.

Oyun tasarımlarının güzel olmasının yanında zor olmasıyla da dikkat çekiyor. Gerçektan zorluk açısından tam bir souls oyunu gibi hatta daha zor olduğu kısımlar var bile diyebiliriz. Bir çok sayıda boss var oyunda rastgele etrafı gezerken bir odaya girip boss ile karşı karşıya kalabiliyorsunuz ve sıkıntılı zamanlar başlamış oluyor. - hele de üzerinizde yüklü miktarda geo varsa ve uzak bir yerde checkpoint almışsanız- Oyun zor olduğu için bir çok kez ölüyoruz ve yapımcılar da bizi cezalandırmak ve az ölmeye itmek için souls oyunlarında gördüğümüz öldüğün yerden ruhu geri alma mantığını bu oyuna da getirmişler. Öldüğümüz yere gidip bizde paralarımızı geri alabiliyoruz. Yine soulsborne oyunlarından görmeye alışık olduğumuz bir diğer mekanik ise bonefire/checkpoint mekaniği. Bulduğumuz banklarda dinlenerek evrenin resetlenmesine neden olsak da, banklarda oturduğumuzda canımızı fulleyebiliyoruz ve tılsımlarımızı değiştirebiliyoruz. Öldüğümüzde ise en son bankta diriliyoruz.

Oyunun hikayesinden hiç bahsetmemiş olsamda gerçketen soulsborne oyunlarında olduğu gibi hikayeyi de bizim keşfetmemizi istiyor. Npc konuşmaları olsun, etrafta bulduğumuz taşlar olsun, oyuna getirilen dreamnail itemi olsun hepsiyle lore'u ( arka plan hikayesi) öğrenebiliyoruz.

Sıkıldığım kısım oldu mu şu 30 saatlik kısımda. Olmadı desem yalan olur biraz onlardan bahsedeyim. Oyun keşfetmeye açık olduğu için bazen bulamadığınız zaman gideceğiniz yolu gerçekten çok fazla dolaşmanız gerekiyor. Benim tavsiyem ise Wiki açıp bakarak oynamak hem zamandan tasarruf hem de evrene daha hakim olup lore takip edebilirsiniz :)

Kısacası oyunu kesinlikle alın, indirimsiz fiyatı da gerçekten çok uygun. İndirimde ise bedava gibi bir fiyata düşüyor. Parasının hakkını vereceğine %100 emin olabilirsiniz :) Türkçe yamasını da internette bulabilirsiniz.

🌟 Diğer oyun incelemelerini bulabileceğiniz kürotör sayfa linkim : https://steamproxy.com/steamstore/curator/32544486/

Hollow Knight Dlc kısmını oynamamış olsam da ve son bossunu kesmemiş olsam da incelemesini yazabilecek kadar yeterli hissediyorum kendimi. Metroidvania, souls-like, platform olarak karşımıza çıkan hollow knight gerçekten türünün en başarılılarından diyebiliriz. Çizimleri, atmosferi, mekanikleri ve bir çok güzel özellikleri ile oyun kendine öyle bir bağlıyor ki başka bir şey düşünemez oluyorsunuz. Madem atmosfer demişken ilk grafiklerinden bahsedelim oyunun. Oyunda ki her çizimin el çizimi olduğunu okuyup gördükten sonra bir kez daha hayran kaldım. O kadar detay çizim var ki her sahneyi dakikalarca inceleyebiliyorsunuz. Çoğu oyun ( bkz: nioh ) daha 2-3 dünyanın/bölümün/bölgenin tasarımını farklılaştıramazken Hollow Knight 15 bölgenin 15ini de farklı tasarlayarak karşımıza geliyor. Bir bölgeden diğerine geçtiğinizde gerçekten bir şeylerin değiştiğini anlıyorsunuz. Böcek türleri olsun, bitkiler olsun, ışıklar olsun o kadar farklı ki birbirine benzeyen bölge görüp karıştırmanız çok çok zor. Boss ve npc çizimleri de bir o kadar güzel. Her birinin ekran görüntüsünü alıp duvar kağıdı yapmak istiyorsunuz. Uzun uzun çizimlerinden tasarımlarından bahsetmek isterim fakat şimdilik bu kadar yeterli. Mekaniklerinden de biraz bahsetmek gerekirse. Çoğu oyunda görebileceğimiz platform mekanikleri hali hazırda var. Duvardan duvara zıplama olsun, çift zıplama olsun vs vs bir çok aşina olduğumuz mekanikler Hollow Knight'ta da mevcut. Platform mekaniklerini metroidvania ile birleştirerek o güzel dünyaları keşfetmeye itmesi ama bunu sizi zorlayarak değilde, içten gelen bir dürtü ile yaptırıyor olması bu oyunu gerçekten değerli kılıyor. Platform mekaniklerini anlattıktan sonra oyunda kullanılan tılsımlardan bahsedelim biraz. Oyunda 40'a yakın tılsım bulunmakta ve her taktığımız tılsım oyun mekaniğimizi değiştirmekte. Bazısı atağımızı güçlendirirken bir başka tılsım ise hızlı koşmamıza yardımcı oluyor, bir başkası ise canımızı artırıyor ve buna benzer bir sürü özelliğe sahip tılsımlar var. Tılsımları takabilmek için ise belirli bir soket sayımız var bunları oyunda etrafı keşfederken, boss kestiğimizde ya da npclerden satın alarak artırabiliyoruz. Aynı mantıkla canımızı da ve az sonra bahsedeceğim enerjimizi de bu şekilde artırabiliyoruz. Enerjiden bahsetmek gerekirse diğer oyunlarda ki mana da diyebiliriz. Yaratık kestikçe dolan ve kazandığımız büyüleri kullanmamızı sağlayan bu enerji ile kaybettiğimiz canıda tamlaya biliyoruz. Oyun tasarımlarının güzel olmasının yanında zor olmasıyla da dikkat çekiyor. Gerçektan zorluk açısından tam bir souls oyunu gibi hatta daha zor olduğu kısımlar var bile diyebiliriz. Bir çok sayıda boss var oyunda rastgele etrafı gezerken bir odaya girip boss ile karşı karşıya kalabiliyorsunuz ve sıkıntılı zamanlar başlamış oluyor. - hele de üzerinizde yüklü miktarda geo varsa ve uzak bir yerde checkpoint almışsanız- Oyun zor olduğu için bir çok kez ölüyoruz ve yapımcılar da bizi cezalandırmak ve az ölmeye itmek için souls oyunlarında gördüğümüz öldüğün yerden ruhu geri alma mantığını bu oyuna da getirmişler. Öldüğümüz yere gidip bizde paralarımızı geri alabiliyoruz. Yine soulsborne oyunlarından görmeye alışık olduğumuz bir diğer mekanik ise bonefire/checkpoint mekaniği. Bulduğumuz banklarda dinlenerek evrenin resetlenmesine neden olsak da, banklarda oturduğumuzda canımızı fulleyebiliyoruz ve tılsımlarımızı değiştirebiliyoruz. Öldüğümüzde ise en son bankta diriliyoruz. Oyunun hikayesinden hiç bahsetmemiş olsamda gerçketen soulsborne oyunlarında olduğu gibi hikayeyi de bizim keşfetmemizi istiyor. Npc konuşmaları olsun, etrafta bulduğumuz taşlar olsun, oyuna getirilen dreamnail itemi olsun hepsiyle lore'u ( arka plan hikayesi) öğrenebiliyoruz. Sıkıldığım kısım oldu mu şu 30 saatlik kısımda. Olmadı desem yalan olur biraz onlardan bahsedeyim. Oyun keşfetmeye açık olduğu için bazen bulamadığınız zaman gideceğiniz yolu gerçekten çok fazla dolaşmanız gerekiyor. Benim tavsiyem ise Wiki açıp bakarak oynamak hem zamandan tasarruf hem de evrene daha hakim olup lore takip edebilirsiniz :) Kısacası oyunu kesinlikle alın, indirimsiz fiyatı da gerçekten çok uygun. İndirimde ise bedava gibi bir fiyata düşüyor. Parasının hakkını vereceğine %100 emin olabilirsiniz :) Türkçe yamasını da internette bulabilirsiniz. 🌟 Diğer oyun incelemelerini bulabileceğiniz kürotör sayfa linkim : https://steamproxy.com/steamstore/curator/32544486/