Évaluations récentes de Neo & Toprak

good good

Bahsetmiş olduğumuz video oyunu içerisinde dediğimiz gibi küçük bir macera yaşıyoruz. Bu maceramızı da DualShock 4 cihazının dokunmatik kısmına tıklayarak takip edebiliyoruz. Bu sistem, Life is Strange: Before the Storm oyunundaki Farewell bölümündeki sisteme de çok benziyor. Bu maceralar arasında bulmacalar da bulunuyor ki bu çok olumlu bir şey. Serinin eski oyunlarında bulmaca ögesi ya hiç yoktu, ya da minimum seviyede idi. Bu oyunda seviye biraz daha arttırılmış gibi görünüyor.

Tüm bunlar gerçekleşirken, Life is Strange serisinden alışık olduğumuz diyalog sistemleri de devam ediyor. Bu oyunda herhangi bir kritik seçim bulunmuyor. Açıkçası 1 tane bile olsa bulunmasını isterdik ama belli ki geliştirici ekip bunu yapmak istememiş. Buna rağmen oyun içerisinde süper kahraman halimizin kostümünü tasarlayabiliyoruz ve oyunun bir bölümü de süper kahraman kıyafetimizi tasarlamak ile geçiyor.

Oyun boyunca karşılaştığımız sorunlar beraberinde keşfedilmeyi bekleyen farklı farklı çözüm yollarıyla geliyor; her bir bölümde hedefe ulaşmamız için alternatif yollar bulabiliyor ve bunlar bizi yeni alternatif yollar keşfedebileceğimiz bambaşka alternatif yollarla buluşturuyordu (!?). Karakterimizi nanoteknolojinin en futuristik ve havalı örnekleriyle donatıp dilediğimiz gibi geliştirebiliyor, kullanacağımız silahları da gönlümüzce özelleştirebiliyorduk. Görevleri tamamlarken dilersek doğrudan şiddete başvurabiliyor; gürültü patırtıdan pek hoşlanmıyorsak da işlerimizi tamamen gizlilik kullanarak halledebiliyorduk. Etrafa ağır objeler fırlatarak güç gösterisi yapıp sonunda yakalanarak temiz bir sopa yemek de seçenekler arasındaydı pek tabii. Bu, “oyuncu tercihleri” ve “bu tercihlerin sonuçları” ile ilgili bir deneyimdi kısacası. Deus Ex ile haşır neşir olmuş herkes kendi kişisel deneyimini tatmış ve gerçek anlamda hafızalara kazınacak anlar yaşamıştı. Üç yıl sonra çıkan devam oyunu Deus Ex: Invisible War da özgür oynanışıyla ilk oyundaki anıları canlandıran benzer deneyimler sunmayı başardı oynayanlara, “geniş kitlelere hitap edebilmek” adına RPG öğeleri hafifletilmiş, bir başka deyişle “sığlaştırılmış” bir oyun olmasına rağmen.

Şimdi, tam 8 yıl sonra bütün her şeyin başlangıcına dönüyoruz. Ve karşımızda en az daha önce yaşadıklarımız kadar unutulmaz bir deneyim duruyor… Gerçekten.

Metro 2033 Redux, ilk oyunun Last Light için kullanılan grafik motoruyla tamamen yeniden yapılmış hâli. Her şeyden evvel oyun o bilindik, tanıdığımız Metro 2033 olarak çıkıyor karşımıza. Ürkütücü atmosferi, Khan’la dolaşırken yaşadığımız tuhaflıklar, hayat dolu istasyonları ve tabii ki Kütüphanecileri her zamanki yerlerini koruyorlar. Ama bu kez daha bir kanlı canlı, daha gösterişli (ya da yerine göre korkutucu) bir hâlleri var. Lâkin yapımcılar bunu yaparken oyunun özünü bozmamaya ve işin içine gereksiz eklentiler sokarak keyfimizi baltalamamaya gayet özen göstermişler. Böylelikle bir yandan gözlerinize bayram ettiren diğer yandan da güzel anılarınızı bozmadan bırakmayı, hatta bir güzel tazelemeyi başaran bir yapım çıkmış ortaya.

Bugünkü konuğum The Long Dark.Bir hayatta kalma simülasyon oyunu.Oyunu yaklaşık yarım saat kadar oynadım.İlk başta haritanın herhangi yerinde spawn oluyorsunuz.Ancak ölürseniz sonra farklı yerde başlıyorsunuz oyunda.Oyun aşırı zor.Hemen bir ev bulmanız gerekiyor.Yoksa karakterimiz üşüyor.Yolda arada bir çantalar bulabiliyorsunuz.Sol klik ile çantayı araştırabiliyoruz.Bulduklarımızı alıyoruz.Oyunda en zor şey üşümeyi ve kalori azalışını önlemek.Tab tuşu ile bazı fonksiyonları görebiliyoruz.Örneğin en başta meşale türü bişey veriliyor."1"tuşuna basıp alıyoruz.Sol klikle yakıyoruz meşalemizi.Ancak çok işe yaramıyor.Birde kibrit olayı var tabii.Dışarıda karanlıkta pek işe yaramıyor."M" fonksiyonunu kullanarak kibriti yakabiliyoruz.Dışarısı soğuk olduğu için birden dışarıya elinizde kibritle çıkarsanız kibrit söner.

Grafikler çok harika değil ama tatmin edici.Yani "bu grafiklerle oynanmaaz" gibi bir eleştri yapamayız.Oyun gayet akıcı gidiyor.Başlayınca dur şurayıda bitireyim diyorsunuz.

Genelleme yapacak olursak bilgisayarım Laptop ve 1.8 gHz bir işlemciye sahip.Sorunsuz çalıştırdım oyunu.Boyutu 270 mb gibi birşeydi tam hatırlamıyorum.Survival oyunları severlerin kesinlikle denemesi gereken bir oyun.Harita hakkında önceden bir bilginiz olursa oyunda daha fazla hayatta kalabilirsiniz.Şuan Multiplayer modu var mı hiç bir bilgim yokEğer yoksa olması iyi olur

Okuyanlara teşekkürler,iyi oyunlar!

Öncelikle bu inceleme oyunun teknik özellikleriyle alakalı olmayacak.Bunu belirtiyim.Bu inceleme oyunda beni çok rahatsız eden bi durum üzerine...(Herkes adına konuşmuyorum)
Aslında bu incelememi çok ertelemiştim.Her insan aynı olmaz diye.Ama sonunda bir noktaya varınca yazma kararı aldım.Benim ve benim gibi çoğu oyuncunun sıkıntısı aslında bu.Oyundaki iletişim.(Rekabetçi mod üzerine konuşuyorum).Bir oyuncu her maça girdiğinde anlaşabildiği takım arkadaşları ister değil mi?Yenilse bile keyif almak.Ama bazı kişiler sayesinde bu hiç de mümkün olmuyor.Çok uzaktan değil kendi halkımızdan bahsediyorum.Durup dururken küfür yemek,takım arkadaşları tarafından bilerek vurulmak vs gibi şeyler.Az önce girdiğim bir maçtan bahsediyim.Tek başıma maça girdim benimle birlikte 4 Türk arkadaş geldi.Biraz çekindim çünkü bu olayı çok yaşadım ama beş parmağın beşi bir değil dedim kendime sonra devam ettik. Birden bire bi adam küfür etti bana aldırmadım.Sonra arkadaşları da etti.Üstelik ben daha hiç konuşmadan.Bu böyle devam ederken birden bire ateş etmeye başladılar bana sonra keyfine öldürmeler,küfürler.Takımda 28 kille 1.sırada gider üstelik 10:14 galipken adam Vote kick'le beni oyundan attırdı arkadaşlarının da yardımıyla.Şimdi ben bu adama ne desem uygun olur? Biraz düşünün ya keyif almak rahatlamak için oyun oynuyorsunuz adamın biri geliyo ananıza bacınıza saydırıyor.Herkes sinirlenebilir de bu kadarı da olmaz be kardeşim! Yeri geldiğinde eleştirdiğimiz o batı ülkelerindeki adamlarla çok da güzel maç oynanıyor ve hiç 200 saati geçik oynadım bir de örneğini görmedim. Bu oyunu alıcaksanız buna hazırlıklı olun.Bunu yapan adamlar yüzünden de online çevreler de Türkleri sevmiyorlar. Eğer siz de bunu yapıyorsanız kendinizi bir eleştirin