Ülkesine daha fazla hizmet etmek isteyen bir asker mi? Yoksa kahraman olmak isteyen bir asker mi? Belki saadece doğru olanı yapmak isteyen bir asker? Doğrunun kavramı yanlış anlaşılabilir mi? Eğer yanlış anlaşılırsa sonuçları yıkıcı olabilir mi?

Bu oyunu oynarken hissedecekleriniz bunlar. Kendinize bu soruları soracaksınız. Pişmanlık, acı, suçluluk duygusu ve korku; emin olun bu duguları layığı ile hissedeceksiniz. Biliyorum giriş kısmı için biraz katı ve duygu yoğunluklu bir şeyler seçtim fakat yukarıda bahsettiklerim benim hissettiklerim. Ki eminim sizde hissedeceksiniz. Neyse oynanıştan başlayalım.


Oyunu almadan önce oyunun oynanışının sade, biraz da sıradan ve çok yenilik vaat etmeyen bir oynanış olduğunu duymuştum. Oyun benim ilk bitirdiğim (hatta galiba ilk oynadığım) ''Third Person Shooter'' oyunu olduğunu göz önünde bulundurursak bana gayet hoş, tatmin edici ve güzel geldi. Ama daha deneyimli oyuncular sıradan bulmuş.
Yani eğer oyunun oynanışını eleştireceksek bunu göz önünde bulundurmakta yarar var.
Oyunun silah çeşitliliği de fena değil. Yaklaşık 9-10 tane silah var. Ama oyun yıkılmış ve kaderine terk edilmiş bir Dubai şehrinde geçtiği için mermi bulmak zor. Çoğu zaman 30 tane mermiye şükrediyorsunuz. Yani demek istediğim elinizdeki silahın mermisi bittiğinde yeni bir silaha geçmeniz gerekecek. Bu da oyunun dinamik kalmasına ve silah değiştirdiğiniz için taktik de değiştirmeniz gerektiği anlamına geliyor. 9-10 tane silaha burun kıvırmamanızın bir nedeni daha oyunun yaklaşık 7-8 saatte bitiyor oluşu. Bunlar hala size yetmez ise bazı silahların 2 farklı atış modu var. Hepsinde yok ama size biraz daha zevk verebilir.
Vuruş hissi de gayet kuvvetli yani oynarken duvar ile dövüşüyor gibi hissetmiyorsunuz. Ayrıca yapay zeka sönük değil. Oyunu normal zorlukta bitirmeme rağmen zorlandığım yerler oldu.
Oyunda iyi bestelenmiş veya oyun için bestelenmemiş olsa bile güzel seçilmiş müzikler mevcut.
Oyunun bölüm tasarımları ise yıkılp dökülmüş bir Dubai şehri için ideal. Yer yer yıkılmış büyük ve lüks binalara giriyoruz ve yer yer açık havada mücadele ediyoruz. Bunun dışında hikaye gereği girdiğimiz birkaç yer var ki kapalı bina olarak adlandırabiliriz. Bunların dışında oyun çölde yani Dubai'de geçtiği için oyuna sarı bir renk paleti hakim. Binaların içine girince bu renk paleti mavileşebiliyor.
Oyunun HUD ekranı sade ve güzel tasarlanmış ve oyunun çok güçlü bir görsel kalitesi var. Optimizasyon sıkıntısı da yok.
Oyunun hikayesinden bahsetmeye geçmeden önce oyunu bitirdikten sonra internetten oyunun ''Easter Egg'' lerine bakın, ama bence ilk önce oyunu bitirin.


Oyunun hikayesinden çok kısa bahsedeceğim, ''spoiler'' vermeden anlatmaya çalışacağım.
Oyun Yüzbaşı Martin Walker isimli ana karakterimiz ve yanındaki Teğmen John Lugo ve Çavuş Alphanso Adams isimli iki yan karakterlerimizin sivil tahliyesi için Dubai'ye gönderilmesi ile başlar. Ve gelişen olaylar...
Oyunun öne çıkmak istediği yanı hikayesi olduğu için daha fazlasını anlatmam ''spoiler'' olabilir bu sebepten burada kesiyorum. Saadece şunu ekleyeceğim bir askerin psikolojisinin ve savaşın vahşi, acı veren ve ıstırap dolu yönlerini en iyi anlatan yapımlardan biri. Ve ben bu oyunu alırken hikayesinin çok övüldüğünü duyduğum için almıştım. Demem o ki çok müthiş bir hikayesi var. Sözlerimi bitirirken bu oyunun bir şaheser olduğunu söylemeliyim.


ZAMAN AYIRIP OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜRLER.