Análises recentes de Tamer Anlar

Arkadaşlarla beraber haftada 2-3 defa oynamalık keyifli mini oyunlar oyunu. Bu oyunu oynayan bir arkadaş grubu oluşturabilirseniz güzel zamanlar geçirebilirsiniz.

Gerçekten zevk ala ala oynadım. Çok iyi olmuş :D.

1930'lu yıllarda Thomas Angelo adında bir mafyayı yönettiğimiz, gerçekçiliği ile, oynanışıyla ve en önemlisi hikayesi ve diyaloglarıyla oyuncuyu kendisine bağlayan bir oyun Mafia. Oyun, ana karakterimiz Tommy'nin taksi şoförlüğünden ülkedeki en tehlikeli adamına dönüşümünü anlatıyor...

Türk insanı genelde Mafia 2'yi oynamıştır. Mafia 2'yi oynayan hemen hemen bütün arkadaşlarıma "Mafia 1'i de oynadın mı?" diye sorduğumda "Mafia 1 mi var ya?" gibisinden cevaplar aldım. O yüzden bu oyunu bilen sayısı da Mafia 2 kadar değil. Bundan dolayı da Türkiye'deki çoğu kişiye göre en iyi Mafia oyunu Mafia 2 olarak gösterilir. Çünkü Mafia 1'i oynamamışlardır. Mafia 1, oyun tarihinin yapılmış en iyi oyunlarından birisidir. Benim de en sevdiğim 5 oyun arasına çok rahatlıkla girer. Çok farklı bir havası var çünkü. Oyunun 1930'larda geçtiğini hissediyorsunuz ki bu bence bu tür oyunlardaki en önemli şeylerden birisi. Oynanış sizi zorlayacak orası kesin. Ama bu da Mafia'yı Mafia yapan şeylerden birisi. Hikaye ve diyaloglara girmek dahi istemiyorum. Yapılmış bütün oyunların içinde Mafia'dan daha iyi hikayeye ve diyaloglara sahip oyun sayısı bir elin parmağını geçmez. Grafikler yapıldığı yıla göre (2002) hiç fena değil, hatta çok iyi bile diyebilirsiniz. Yapay zekası gerçekten ortalamanın çok çok üstünde. Araç sürüş mekanikleri de pekâlâ sizi zorlayacaktır. Hele bir yarış görevi var... Neyse geçelim onu :D.

Özetle alın dostlar alın. Şu başyapıtı oynamadan gitmeyin bu dünyadan...

Çevremde oyunları seven birisi olarak bilinirim. Bununla ilgili bana ilk sordukları soru da doğal olarak en sevdiğim oyun. Türlere ayırmam istendiğinde benim bu soruya cevabım çok fazla oluyor. Aksiyon anlamında Battlefield 3 ile Max Payne, iyi hikaye anlamında Mafia 1 ile GTA 4 ve San Andreas, korku kategorisinde ise Outlast ve Dead Space oyunları benim için ön plandadır. Ama bu üç kategoride ve sayamayacağım bir çok alanda zirveye oynayan oyun hangisi dersiniz?

Evet, en sevdiğim oyun sorusuna cevabım her zaman Half-Life 2 oldu ve öyle kalacaktır. Henüz oynamadığım tonlarca oyun var, ama Half-Life 2'yi gerçekten heyecanla, korkuyla ve hayranlıkla oynayan beni etkilemek, biraz zor olacak.

Bölüm tasarımları, özgün karakterler ve düşmanlar, diyaloglar, hikaye anlatımı, oynanış, aksiyon derecesi, yapay zeka, grafikler... Oyun tarihinin altın senesi olan 2004 yılında çıkan bu oyun, bariz bir şekilde zamanının ötesindeydi. 2019 yılında bile beni kendisine sıkıca bağlayabildi. Bu sebepten ötürü bu oyun benim için özel.

Diyecek pek fazla bir şey yok. Oynayın, keyfini çıkarın...

Lanet olası oyun zor!

Kafa yoruyor, sinir bozuyor, zor, ama yine de oynatıyor. Anlamadım gitti. Niye oynuyorum onu da bilmiyorum. Ama oynarken de zevk alıyorum. Sorun bende de olabilir, bilemiyorum...

0.2 saat yazdığına bakmayın. Çevrimdışı oynadığım için oynadığım saatler sayılmıyor...

İnanılmaz zevk aldığım bir açık dünya - aksiyon oyunu. Açık dünya derken, gerçekten, baya bildiğiniz apaçık dünya. Serbest serbest dolaşıp, kaos yaratıp, mekan ele geçiriyorsunuz. İlla mekan ele geçirmenize gerek yok. Uçak, helikopter, tank, jip, taksi, motor, tekne vb. şeylere binip gezebilirsiniz de. İlla bunlara da binmenize gerek yok :D. F + 2x Space kombosu ile zevkli bir yolculuk yapabilir, çıkmayı hayal bile edemeyeceğiniz dağlara kolayca çıkabilirsiniz. Sadece o komboda uzmanlaşmak için biraz pratik lazım.

Olay illa açık dünyada gezip mekan almak mıdır? Tam anlamıyla öyle sayılmaz. Oyunda görevler de mevcut. Ama görev yaparak oyunun sadece %20-25'lik dilimini bitirebiliyorsunuz. Ayrıca görevler de çok tatmin edici değil açıkçası. Bu yüzden açık dünyada yer yer gezip, keşfedilmemiş yerleri keşfedip, oraları kurtarmak, çok daha fazla zevk verecektir. Ama eğer hikayeye önem veren birisi iseniz, bu oyun size göre değil...

Aksiyonu doruklarda yaşatan bir oyun Just Cause 2. Bu zaten kesin. Ama bahsetmemiz gereken bir şey de oyunun grafikleri. Çıkış yılı 2010 olmasına rağmen günümüzde bile geçerli olan grafikleri oyuna bambaşka bir hava katıyor. Oyun bir adada geçtiği için oyunda bolca doğal manzara mevcut. Uçak veya helikopter ile giderken bir anda kendinizi manzaraya bakıp, büyülenirken buluyorsunuz...

Dediğim gibi, eğer hikayeye, senaryoya önem veren birisi iseniz, bu oyun sizlik olmayacaktır. Ama eğer oynanıştan keyif almak, aksiyon yaratmak ve açık dünyanın zevkini çıkarmak isterseniz, bu oyunu oynamalısınız.

Hesapta 3 saat yazdığına bakmayın. Çoğunlukla çevrimdışı oynadığım için oynadığım saat doğruyu göstermiyor...

Benim gibi Half-Life 1 oynamaya doyamadıysanız, buyurun sizi böyle alalım. Half-Life ile aynı zamanda geçen bu oyunda, bir askeri oynuyoruz. Half-Life 1'deki aynı havayı alamayabilirsiniz. çünkü ana oyundaki ana karaterimiz Gordon Freeman'a o oyunda gerçekten bağlanıyorduk, ama burada durum farklı. Ancak oynanış konusunda zaten aynılar. Karakterler falan önemsiz diyorsanız, bence oynamaya değer. Bana göre Half-Life 1'den biraz daha korkutucu ve zor. Bu da 2 saatte bitmesi gereken oyunu hala 5. saatte bitiremediğim anlamına geliyor :D.

Bence 10.50 TL fiyatına değer. Ama bir eskiden çıkmış bir oyunun yan oyunu için biraz fazla derseniz, indirimi bekleyebilirsiniz. İndirimdeyken kaçırmamanız, tavsiyemdir.

Sakinleştirici, eğlendirici, gerçekçi, can sıkıntınızı kökünden alabilecek bir oyun. Zaten hakkında başka ne yazabilirim ki? Bir efsane. Almayı düşünüyorsanız, düşünmeden alın. 39,00 TL fiyatına kesinlikle değer.

Gizemi ile, oynanışı ile, hikayesi ile beni kendine bağladı Half-Life. Ana karakter Gordon Freeman hiç konuşmamasına rağmen kendini sevdirmeyi başardı. Eğer Half-Life'ı bitirmeyen varsa; şuan oynadığınız oyunu askıya alıp, Half-Life'ı bitirmeniz gerek.