Reseñas recientes de Silkolet

"Good hunting, S.T.A.L.K.E.R."

Do not pick Gale, he is like a drug addict.
Magical drug...
- Do you have enchanted item? give me NOW or i exploded myself.
Go pick Dark Urge he is a psychopat, slayer of squirrels.

and yes game is truly masterpiece. It's like a art from Larian.

DOOM it’s a horror game…
For demons.

Deliver Us the Moon hikaye ağırlıklı bir macera oyunu hatta walking sim bile denilebilir fakat biraz daha ayrışıyor o nokta da. Hikayesi 2013 yapımı Gravity ve Nolan beyin yaptığı Intersteallar a benziyor. Interstealler kadar bilim kurgu ve kuantum fiziğine girmiyor fakat ciddi benzer olduğu tarafları da var. En çok içine çeken iki noktası da hikayesi ve atmosferi.
Hikayesini genel olarak özetlemek gerekirse insanlık içine girdiği enerji problemini çözmek için WSA (Worldwide Space Agency) yı kurmasıyla başlıyor. Bu ajans Ay da Helium-3 adlı maddeyi enerji olarak kullanabileceğini keşfediyor. Bu maddeyi dünyaya getirmeden enerji transfer etmek için MPT adlı radyo dalgalarını kullanan bir sistem yaratıyorlar. İlk başta sistem güzel işlese de bir gün Ay ile olan iletişim komple kesiliyor ve bütün dünya karanlığa bürünüyor. Sizde do it or die tipinde bir görev için gönüllü olan ve sorunun ne olduğunu bulmaya çalışan bir astronot olarak rokete atlıyorsunuz. Üsse varıldığında ise bunun bir hatadan çok daha fazlası olduğu anlaşılıyor.
Hikaye aradan çekildiğine göre son olarak atmosferden bahsedebilirim. Dünya atmosferinden uzay boşluğuna çıkmak, istasyonlarda gezinmek ve Ay yüzeyinde rover ile dolaşmak çok güzel bir tecrübe. Özellikle oksijen bitmeden istasyona dönmeniz gereken bir sahne var direk Gravity i anımsattı.
Benim için eksileri ise bazı yönlendirmelerin eksik olması ve platform sahnelerinde karakter hareketlerinin gecikmeli tepki vermesi oldu. Yaklaşık 5-6 saat sürüyor ve ilginçte başarımları var. Bence uzaya merakı olanları veya hikaye isteyenleri içine çekebilecek bir yapım olmuş.

Yıkım yıkım yıkım. Seviyorsanız fazla düşünmeyin alın gitsin. Telefondaki smash it in yapımcısından gelen hırsızlık yapmak için çevreyi kendi lehinize kullanarak her yeri yıkabildiğiniz bir oyun. Bir araçla çelik kapısını açamadığınız binaya girebilir kendinize yol açabilirsiniz yada direk patlayıcı varsa duvarı delebilirsiniz ama dikkat eğer yangın başlatırsanız bütün binayı kül etmeden durmuyor. Fiziklerin üzerine ciddi abanılmış özellikle tekne kullanırken bunu hissediyorsunuz. Delik açıldıkça tekneye yavaş yavaş alçalıyor ve en sonunda suya batıyor. Kendi içerisinde bir hikayesi var ama çok beklentiniz olmasın genellikle araç kaçırma, kasa kaçırma, dosya çalma veya yıkma işleri ile uğraşıyorsunuz ve ilerledikçe yeni aletler ve silahlar envantere ekleniyor. Sandbox modu da mevcut eğer sadece yıkmak ve patlatmak isterseniz.
Geliştiricinin twitter ında paylaştığına göre yakında mod loader da eklenecek workshop desteği de alırsa tadından yenmez.

Red Faction Guerrilla... 45 saatimi nasıl harcadığımı bilmediğim oyun bunun tek sebebi ise her şeyi patlatabilmek.
Yıkım motoru bir çok oyunda var ama burada bu olay çok daha ileride. Yıkım motoru olmasaydı 4 saatimi bile ayırmazdım ama oyunu 3 defa bitirmeme sebep oldu. Bir araç alıp son hız control pointlerin bulunduğu binaların içinden geçebiliyorsunuz ki bunun verdiği zevk paha biçilemez. Özellikle düşmanları bina içlerinde kapışmaya zorlamak ve çatışma yaşanırken binanın delik deşik olması... Sadece alın ve deneyin bir şeyleri parçalamayı seviyorsanız sıkılmayacaksınız.

Şuana kadar bir çok türden oyun oynadım ama beni bu kadar etkileyen bir yapım iki elin parmaklarını geçmez. İlk episode u uzun zaman önce oynayıp kenara atmıştım indirimlerde alıp tekrardan oynamaya başlayınca hikayenin nasıl içine çektiğinin farkına vardım sizi direk içine çekiyor ve daha çok şey öğrenmek istiyorsunuz. Hikaye başta oldukça basitken iyice komplike bir hal almaya başlıyor ve şaşırıyorsunuz. Karakterler ve kişiliklerini ise çok iyi yansıtmışlar hiç bir zaman yapay hissettirmiyor. Arkaplanda çalan soundtrack seçimleri ise harika o anki duruma ve psikolojiye iyice ayak uydurmanızı sağlıyor. (Obstacles/Syd Matters)
Kısaca işin özü alın aldırın pişman olmayacaksınız (Eğer olursanız refund sistemi var.)

The Long Dark'ta gerçekten soğuğu iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Diğer türevlerinden çok daha bağlayıcı ve zorlayıcı bir oyun olmuş, story modunu merakla bekliyorum.

Eski 1.6 oyncularının kesinlikle alması gereken bir oyun Battlefield ve Call Of Duty gibi bir çok fps serisinden sıkılmama ragmen hala zevkli gelen nadir FPS' lerden

Kesinlikle sürükleyici ve uzun bir süre DLC'leriyle bağımlılık yapıcı
İndirime girdiginde kesinlikle alınması gerekenlerden