34
평가한
제품
474
계정에 있는
제품

Duşakabin Adam 님이 최근에 작성한 평가

< 1  2  3  4 >
11-20/34개 항목을 표시 중
10명이 이 평가가 유용하다고 함
1명이 이 평가가 재미있다고 함
기록상 21.5시간
Özet

Basit bir senaryoyu inatla anlatmamaya yemin etmiş ilerleyişiyle hüzün içersede çarpıştığımız insansı düşmanların vücutlarını ayrı ayrı parçalamak ve bitiriş animasyonlarını izlemek son derece keyifli. Bu uzuv koparma animasyonlarıyla birlikte gelen kopardığımız bölgenin zırhını üretme sistemi ise ayrı güzel. Hem zırh toplarken hem de düşmanlarla çarpışırken dikkat etmemiz gereken kuvvet puanı (stamina) ile oyunun harika tasarlanmış bölüm dizaynında haritasızlıktan kayboluyor, tuzağa düşüyor, ölüyor ve tekrar deniyoruz. Normal düşman ve bölüm sonu düşmanlarındaki içerik azlığı birazcık rahatsız edici ama asıl hüzün savunma puanının düzgün çalışmıyor oluşu. Üzücü bir şekilde başyapıt olmasını engelleyen durumlar olsa da aksiyon dozajı yüksek, keşfi keyifli harika bir oyundur, zoru sevmeyen oyuncular dışında herkese önerilir.

İnatla gerçekleri söylemeyen bilim insanı dolu senaryo

Warren, belden aşağısı felçli biridir. Tekrar yürüyebilmek için "Exorig" adı verilen sinirlere bağlı ve vücudu destekleyen metal iskeleti geliştiren Creo Şirketine çalışmak için başvurmuştur. Creo Şirketi, altında çalışan-çalışmayan birçok insana bu hizmeti sağlamış ve teknolojinin önde gelen şirketlerinden biridir. Warren'ın Exorig yerleştirme ameliyatında bir şeyler yanlış gitmiş ve Warren uyuşturulmadan acılar içinde ameliyatı gerçekleştirilmiştir. Tekrar gözlerini açtığında ise Creo şirketinin hurdalığında, etrafı kontrolünü kaybetmiş drone ve aklını kaybetmiş agresif insanlarla çevrilidir. Yürüme kabiliyetini tekrar kazanmış olmasına rağmen hayatta kalmak ve bu kaosun sebebi bulmak için Creo'nun merkezine yolcuğu başlamıştır.

Başlangıç senaryomuz ilginç ve acıyla başlıyor. İnsanlar dışında robotlarında kontrolünü kaybetmesi merak uyandırıcı. Senaryonun önemli detaylarını bize anlatması gereken önemli karakterlerin değil, etrafta bulduğumuz lüzumsuz ses kayıtlarından öğrenmek tat kaçırıcı. Bunu da çok zorlama bir şekilde yaptığı için rahatsız edici.

Uzuvların havada uçuştuğu heyecanlı savaş mekanikleri

Üçüncü şahıs bakış açısıyla yönlendirdiğimiz aksiyon dolu bu oyunda sınırlayıcı kuvvet puanı sistemiyle zorlayıcı ve heyecanlı savaşlar bizi bekliyor. Kullanılabilir beş farklı silah türü mevcut. Her silahın enerji kazanımı ve sarsma gücü farklı. Enerjiyi düşmanların uzuvlarını koparmak, drone ve bazı implantları kullanmak için harcayabiliyoruz. Tek elli, asa ve çift monteli silahlar hızlı, sarsma gücü ve enerji kazanımı azdan orta miktara doğru değişiyor. Yavaş olan tek monteli ve ağır silahlar ise enerji kazanımları, hasarları ve sarsma güçleri yüksek. Toplam silah sayısı çok olsa da silahların farklı saldırı biçimi çok az. Birkaçında çeşitli pasifler, birkaçında da farklı saldırılar mevcut. Şahsen uzva odaklanarak yapılan saldırılarda değişen saldırı animasyonu sayesinde, farklı saldırı biçimlerinin eksikliğini pek hissetmedim ama yine de varolan bir eksiklik.

Silahlar dışında kullandığımız 6 çeşit drone mevcut. Alev püsküren drone'un alevi bize de hasar verebildiği için riskli de olabiliyorlar. Genel olarak çok etkili değiller. Son olarakta bir de korunma tuşumuz var. Direk bir saldırıya karşı korunurken hasar alma riski bulunuyor. Korunma pozisyonunda düşmanın saldırısından eğilerek veya zıplayarak kaçmak gibi bir imkanda mevcut ve hemen ardından düşmanı savunmasız bırakacak saldırıyı yapabiliyorsunuz. Riskli ama becerebildiğiniz takdirde vereceğiniz hasar riske değiyor. Şahsen kullanması keyifliydi.

Exorig'in eşsiz çekirdeği ve implantlar

Düşmanları alt ederek kazandığımız Tech Scrap adındaki tecrübe puanlarını, Exorig'imizin çekirdek gücünü arttırmada ya da eşya üretmede harcıyoruz. Çekirdek gücü, zırh giymemizde ve implantları takmamızda önemli. İmplantlar pasif yazılım, kullanılabilir ve tak-çıkar olmak üzere üç çeşit. Pasif yazılım ve kullanılabilir implantlar Medbay adındaki kayıt noktalarında değiştirilebiliyor. Pasif yazılım implantları genelde sağlık, enerji, kuvvet miktarını arttırıyor. Kullanılabilir implantlar da ise sınırlı miktarda anlık ve zamanla sağlık doldurmak, enerji karşılığında sağlık doldurmak, hasar ve enerji artışı implantları mevcut. Tak-çıkar implantlar ise genelde enerji miktarına bağlı olarak çeşitli geçici pasifler sağlıyor. Zehirli hava solumak, daha fazla tecrübe puanı, düşmanını canını ve sarsılma barını görmek gibi farklı özelliklerde mevcut. Çekirdek gücünü arttırdığınızda implant takabileceğiniz kutu sayısıda artıyor. Sınırsız olduğunu düşünmeyin. Başlangıçta sekiz adet sınıra sahipken yeni alınan Exorig'ler ile ilk oyun turunda 16'ya kadar çıkabiliyor.

Kaybolması kolay, keşfetmesi hayranlık uyandıran bölüm dizaynı

Bu oyundaki bölüm dizaynı o kadar sağlam ve karmaşık ki haritasız kaybolmak çok kolay. Bölümün planını kafanızda oluştursanız bile oyunda çok fazla birbirine bağlanan kısayol mevcut. Her bölge için tek kayıt noktası oluşturmuşlar ve siz ne kadar uzaklaşırsanız uzaklaşın yine o tek kayıt noktasına gidebileceğiniz bir sürü birbirine bağlanmış kısayol mevcut. Bazen ilk kısayola gitmenizi sağlayan ikinci kısayol oluyor. Tek kötü şey bu karmaşıklığı akılda tutmak çok zor. Özellikle oyunun düşmanları çok tehlikeliyken insan daha bir geriliyor. Harita olsaydı tüm bu lüzumsuz sıkıntı ortadan kalkardı.

Destekli uzuvlarımız dahi olsa hüzünlerimiz bitmiyor

Özette de bahsettiğim gibi bu oyunda iki büyük hüzün var. İlki içerik çok az. Toplasan yedi farklı insan, dört farklı robot olan normal düşman ile beş tanecik bölüm sonu düşmanı bulunuyor. Robot çeşitliliği ve insansı düşmanların agresifliği ile saldırı tipleri çok az. Mesela tek monteli silah kullanan üç farklı insansı düşman var. Saldırı biçimleri ve agresiflikleri aynı. Tek elli silah kullananlar içinde öyle. Zehirli bomba atan ve alev silahı kullanan düşmanlar ilginç olmuş. "Cutting Edge" ve "Fire & Ice Weapon" ücretsiz ek içerikleriyle bir sürü silah ve zırh eklenmesi dışında arzuladığımız agresiflikte yeni düşmanlarıyla içerik eksikliğini bir miktar gideriyor. Beş tane bölüm sonu düşmanı olması ise en tatsız noktalardan. Bölüm sonu düşmanları güzel düşünülmüş, tadında zorlukları var ve bazı şartları yerine getirdiğiniz takdirde verdikleri silahların bir üst modelini elde edebiliyorsunuz amma velakin azlar.

Diğer büyük hüzün ise oyunun savunma puanı düzgün çalışmıyor. Her yirmi savunma puanında azaltılan hasar miktarı 5 olunca ağır zırh giymenin pek bir avantajı olmuyor. Düşmanların oyunun ilk yarısında verdikleri hasar 30-100 arasında değiştiği için 5-10 hasarın yarattığı fark çok az. Daha çok zırh giymek ve giymemek arasında hasar farkı hissediliyor. En düşük savunma veren zırhın puanı 46 iken en yüksek olanın 67 puan. Yüksek savunma veren zırhı giydiğinizde birçok çekirdek gücünü zırha ayırmanız gerekiyor. Bu durumda sağlık sınırını arttıran ve sağlık yenileyen implantlardan vazgeçmeniz gerekiyor. Bunun karşılığında aldığınız şey düşmanlardan 5-10 daha az hasar almak. Tabi ağır zırh giydiğinizde ayrıyeten sarsılma dayanıklılığınızda artıyor ama sağlığınız az olduğu için genelde iki darbeye ölebiliyorsunuz. Eğer zırh set pasifi işinize yaramayacaksa, yüksek çekirdek gücü isteyen zırh giymenin hiçbir avantajı bulunmuyor.

Değerlendirme

Biraz daha bölüm sonu düşmanı eklense ve savunma puanında sorun olmasaydı bu oyun başyapıt olmaya çok yakın bir oyun olurdu. Uzuv hedefleme, koparma ve bitiriş animasyonları o kadar güzel ki şahsen çok keyif aldım, sizinde keyif alacağınızı düşünüyorum. Seslendirmeler iyi ama müzikleri bilemiyorum. Herkes gibi benimde kayıt noktasında çalan "Stumfol - Prisoner" parçası kaldı aklımda. Dinlemenizi öneririm. Tüm hüzünleriyle benim ayıla bayıla oynadığım bu oyun, denemeye değer diyerek öneriyorum.

Puanım 68/100
2019년 9월 6일에 게시되었습니다. 2024년 8월 7일에 마지막으로 수정했습니다.
이 평가가 유용한가요? 아니요 재미있음 어워드
12명이 이 평가가 유용하다고 함
2명이 이 평가가 재미있다고 함
기록상 72.4시간 (평가 당시 41.3시간)
Özet

CastleStained: Symphony Order of The Sorrow Night
Başrolde Shanoa "Miriam" Cruz!

Hem savaşta hem de haritada kullanılabilir anahtar yeteneklere sahip olan Metroidvania türü bu oyunda, yüz kadar düşmandan toplanılabilir yüz kadar yetenek ve silahla dolu dolu çeşitlilik sunuyor. Harita tasarımında bazı anahtar yeteneklere sahip olmadan da bazı gizliliklere erişebilmek harika. Birçok eşya üretimi ve eşya tamamlamayla "Her şeyi tamamlamalıyım!" diyen oyuncular için tadından yenmeyecek bir oyun olacaktır. Düşmanların kum torbası olması dışında büyük sorunu olmayan keyifli bir oyundur, önerilir. Tabi önceki Castlevania oyunlarından farklı bir şey denemediği için Metroidvania ve Castlevania oyunlarıyla haşır neşir olanları tatmin etmesi zor ama yine de önerilir.

Tadına doyulmayacak kadar silah

Karakterimiz hoplamak zıplamak dışında saldırılardan kaçmak veya animasyonu bozarak ardışık saldırı gerçekleştirmek için kullandığımız geri atılma (backdash) ve yerde kayma yeteneğine sahip. Oyunun ileri safhalarında elde ettiğimiz uçan tekmeyle birlikte temel kaçma ve vurma yeteneklerimiz bitmiş oluyor. Oyunda, düşmanları yok etmek için silahlar ve Shard'lar bulunuyor.

Yüz yirmiden biraz fazla silah var. Çizme, bıçak, kılıç, ince kılıç (meç), katana, gürz, mızrak, tabanca, ağır silah ve eşsiz silahlar olmak üzere on farklı tipte silah bulunuyor. Her silahın erişim mesafesi, hızı ve hasar miktarı farklı. Bazı silahlar farklı element tipinde hasar verdiği gibi kendilerine has pasif yetenekleri var. Eşsiz silahlar ise diğerlerinden farklı olarak saldırı yaparken karakterimizi kısıtlamıyor. Sayıları oldukça az. Bıçak ve meç ile kılıç ve gürz benzer saldırı tiplerinde olsalar da erişim mesafesi, saldırı hızı ve hasar miktarları dışında birbirinden ayıran özel silah tekniklerine sahipler. Silah tekniklerini belirli tuş kombinasyonlarıyla kullanabiliyorsunuz. İsterseniz deneme yanılma yoluyla yeteneği öğrenebilir veya çeşitli kitaplıklarda hangi silahlarda hangi tuş kombinasyonuyla kullanabildiğinizi açıklayan notları bularak öğrenebilirsiniz. Her silah tipine ait yaklaşık bir ila altı adet silah tekniği bulunmakta. Bir silah tipine ait silah tekniğini, o silah tipindeki tüm silahlar kullanamıyor ta ki o yetenekte ustalaşana kadar. Örneğin normal ve bıçaklı çizme olarak iki farklı çizme bulunuyor. Her ikisininde ayrı silah teknikleri var. Birinin tekniğini diğerinde kullanmak için ustalaşmak gerek. Bir de farklı tipte elementlere sahip olan silahların teknikleri fazladan etki bırakabiliyor. Yıldırımlı topuzla yapılan güçlü saldırının ardından çakan yıldırımlar gibi.

Silah tekniklerinde dağılım yönünden dengesizlik var. Ateşli silah ve kırbaçta bir tane silah tekniği varken katanada altı tane, kılıçta dört tane, mızrakta üç tane, diğer silah tiplerinde ise ikişer tane silah tekniği bulunuyor. Bariz şekilde katanalara ayrıcalık yapılmış. Benim severek kullandığım kırbaçta bir tanecik olması üzücüydü.

Ve bir o kadar da özel güçler!

Gelelim herkesin sevdiği sou... yani "Shard" mekaniğine. Oyunda alt edebildiğiniz yaratıkların büyük çoğunluğu size "Shard" adında, yaratıkla ilgili bir yetenek veriyor. Altı tip shard bulunmakta. Savaşta yıkıcı gücü elinde bulunduran Shard'lar Conjure, Directional, Manipulative ve kısmen de olsa Familiar'lar. Conjure Shard'lar, tek tuşla direk kullanabildiğimiz, genelde kısa süreli yaratık çağırma veya yaratığın yaptığı uzaktan saldırıları içeriyor. Ard arda kullanımı rahat olduğu için bu Shard'lar geliştirildiği taktirde düşmanları ortadan hızlıca kaldırması çok rahat. Manipulative Shard'lar, basılı tutarak veya bir kez basarak kullandığımız içeriği karmaşık ve sayısı az olan etkili güçler. Can doldurmak, şekil değiştirmek, bazı bölgelere erişim ve istatistik artışı sağlayan özellikler içerse de Bunnymorphosis adında -bana göre en- güçlü Shard'ı barındırıyor. Directional Shard'lar, analog veya fare ile nişan alarak kullandığımız birçoğu menzilli saldırı içeriyor. Nişan alarak kullanıldığı için hasar alma riski barındırsa da doğru zamanda kullanınca Conjure Shard'la birlikte bölüm sonu düşmanlar dahi çok kısa sürede alt edilebiliyor. Familiar Shard'lar ise yanınıza bir tanesini çağırabileceğiniz yoldaş güçleri içeriyor. Sağlık veren, istatistik değerinizi arttıran ve saldıran olmak üzere altı taneler. Aralarında ezici farkla Silver Knight yoldaşı, hem seri saldırılarıyla yıkıcı hem de savunma tekniğiyle ölümcül saldırıları tamamen durdurabiliyor. Geriye kalan Passive Shard tak-çıkar pasifler verirken, Skill Shard'lar kalıcı etkiler sağlıyor.

Miriam'la doya doya Anadolu

Haritadan bahsedecek olursak ilk yarısı kocaman ikinci yarısı ufacık. Özetleyecek olursam oyunun çok az bölümü büyük parçalardan oluşuyor. Örneğin içi dolu ve büyük olan Minerva Gemisi, Şato Girişi, Katedral ve Livre Ex Machina gibi bölgeler var. Bir de Towers gibi büyük ama laf olsun diye dolandıran içi boş olan bölgeler var. Oyunun ikinci yarısında gittiğiniz her bölge de çok küçük. On adım sonra bitiyor. Glacial Tomb, Hidden Desert, İnferno Cave, Oriental Sorcery Lab falan hep küçük bölgeler.

Haritanın kayıt ve ışınlanma noktaları, her yaratığın hızlı öldürülebilir şekilde konmuş yerleri olması (yani hızlı farm/grinding yapabilmek) ve gizliliklerin güzel yerlere konduğunu eklemeden olmaz.

Hüzne sahip olmak için ne kadar da korkunç bir gece!

Güzel oyun desek de birkaç büyük hüzne sahip. Şahsen, eski oyunların içeriğine sahip olup da üzerine yeni bir şeyler katmamaları en büyük hüznüm ama daha beteri, eksikliklerini de gidermemişler . Bu eksikliğin hüznü sebebiyle düşmanların büyük çoğunluğu kum torbası misali güçsüzler. Eski oyunlarda olduğu gibi bu oyunda da düşmanların saldırı ve tepki hızları yavaş, çeşidi az olan saldırılarından kaçmak ve öldürmek kolay. Düşmanların yüksek hasar vurması dışında bir olayı yok ama o hasarı tutturmaları içinde mucize gerek. Düşmanların kum torbası olması karşısında da karakterimiz de çok güçlü. Çok kısa aralıklarla düşmana -Conjure Shard, Directional Shard ve silah olmak üzere- üç farklı saldırı kullanabiliyorken düşmanın hamle yapamaması da çok doğal. Hasar almanız durumunda iksirler dışında birçok farklı yemeği de üzerinizde taşıyabildiğiniz için sağlık kaynağı çok fazla. Aşırı bir dengesizlik söz konusu. Oyunu Hard'da oynadığınız vakit düşman yerleşimlerinde değişim, düşmanların saldırı ve tepki hızlarında biraz artış, birkaçının da saldırısında ufak değişiklik oluyor ama yeterli değil. Oyunda engel yaratan şeyler sadece bölüm sonu düşmanları. Neyse ki onlar güzel tasarlanmış, birçok farklı saldırı çeşidi ve hızlarıyla vurabiliyorlar lakin bu seferde devreye aşırı güçlü Shard'lar giriyor.

Kapalı bilgi vermeksizin özetleyecek olursam Shard'ın, gücünün karşılığında istediği bedelin çok az olması. Shard'ın bana verdiği güç, çoğu bölüm sonu düşmanını hareket dahi etmeden öldürmeme sebep olduğu halde onu kullanmak için harcadığım bedelin "Taş attın da kolun mu yoruldu." seviyesinde olması işi bozuyor. Birkaçı oyunun çok erken safhalarında elde edildiği için başka bir şeye ihtiyaç duyulmuyor. Son olarak oyunun bir bölgesini olduğu gibi büyütüp tekrar koymuşlar. Aynı şekilde içindeki bazı basit düşmanları da büyütüp kopyala yapıştır yapmışlar ki çok tat kaçırıcı.

Tüm hüzünlerden bahsettiğime göre oyunun harika müziklerinden "Cursed Orphan" ve "Theme of Johannes"i dinlemenizi öneririm. Tüm hüzünleriyle birlikte ortalama bir Metroidvania türü oyundur. Önerilir ama tüm bu beklentilerimizi alt eden hüzünler için püh sana Koji Igarashi.

Puanım 70/100
2019년 6월 23일에 게시되었습니다. 2024년 8월 7일에 마지막으로 수정했습니다.
이 평가가 유용한가요? 아니요 재미있음 어워드
12명이 이 평가가 유용하다고 함
기록상 29.1시간
Özet

Ana senaryo, yan görevler, yetenek ağacı ve yan karakter bakımından bu oyun fazlasıyla yetersiz kalıyor. Diğer yandan potansiyelini tam olarak gösterememiş olsa da yakın savaş mekanikleri, zorda oynadığınız vakit keyif alabileceğiniz düşman çeşitliliği ve görsel kalitesiyle hiç fena olmayan bir oyun. Yine de dört saatlik senaryoyu yirmi saate sığdırmayı beceremiyor. Önerilmez.

Normal başlayan ama çok yavaş bir şekilde ilerleyen ve tatmin etmeyen senaryo

Kral 3. Rhobar, anavatanı Myrtana'da dahil olmak üzere tüm kıtayı fethetmiş ve krallığını kurmuştu. Fetih sevdası üzerine deniz aşırı topraklara, Argaan'a fethe çıkan Kral 3. Rhobar ansızın bir karanlığa düşmüştü. Fetihler sırasında zihni bulanan ve güçten düşen kral, yönetimi bir müddet yaveri Dururhang'a devretmişti. Biz ise Kral 3. Rhobar'ın zihnini bulandıran kabusu paylaşan, Argaan topraklarından biraz uzakta Feshyr adındaki ufak bir ada köyünde yaşayan bir çobandık. Sevdiceğimiz olan Ivy adındaki hanımla evlenebilmek için babasının verdiği üç zorlu görevi tamamlamaya çalışıyorduk. Görevlerimiz sırasında adanın cadısı bizi, kabusumuzda gördüğümüz mağaraya götürdü. Mağaradan çıktığımızda ise Kral 3. Rhobar'ın bayrağını taşıyan gemilerin, köyümüzü yıkıp yaktığını ve sevdiklerimizi öldürdüğünü görüyoruz. Kahramanımız öfkeyle kralı alt edeceğini söylüyor ve gizemli tüccar arkadaşı Diego'yla, Argaan'a yolculuğa çıkıyoruz. Argaan'a vardıklarında ise Diego, tanrılar tarafından seçilmiş olan kralın kudretine karşı koyabilmek için bir silaha ihtiyacı olduğunu ve bu silahında Argaan'da bir yerlerde saklı olduğunu kahramanımızla paylaşıyor. Böylelikle intikam dolu maceramız başlıyor. Başlangıç senaryomuz bu kadar. Kral 3. Rhobar'ın zihninin ardındaki sır, Feshyr gibi önemsiz bir köye neden saldırdıkları, gizli silahın önemi ve Diego'nun kim olduğu gibi soruların cevaplarını bulmak için Argaan topraklarını geziyoruz.

Senaryo ve harita birbiriyle benzer şekilde tekdüze ilerliyor. Bölgedeki sorunu çözüp ilerliyoruz. Bölgedeki sorunu çözemezsek ne senaryo da ilerliyor ne de haritada ilerliyoruz. Toplam yedi bölgede altı görev var. Her bölgede iki olmadı üç tane sıradan eşya toplama yan görevi var. İşin üzücü yanı ana senaryo altıncı bölgeye geldiğimiz vakit devam ediyor. Altıncı bölgeye gelene kadar gizemli silah nedir, ne işimize yarayacak, neden önemli, kralın durumu nasıl, kralın zihnini bulandıran şey ne gibi ana senaryo hakkında hiç bir detaya ulaşamıyoruz. O yüzden oyun fazlasıyla yavaş ilerliyor. O zamana dek yaptığımız tek şey, bölgedeki huzursuzluk yaratan durumu düzeltmek ve bölgenin lordunun iznini alıp yolumuza devam etmek. Ondan sonra ise senaryo hızlıca gelişiyor ve son buluyor. Yaklaşık yirmi saatlik oyunun sadece dört saati kahramanımızı ilgilendiriyor. O senaryoyu öğrendiğimiz kısımlar gayet harika. Her ne kadar maceradaki payımız ufak olsa da güzelce doldurulmuş arka plan, amacımızın ve sırların açığa çıkmasıyla boşa kürek çekmediğimizi öğreniyoruz. Eğer dört saatlik bir oyun olsaydı harika olurdu ama değil. Ana senaryoda ilerlerken yaptığımız o bölgesel görevler ne kadar iyi diye soracak olursanız eh işte denecek türden. Onlarda eşya topla ve getir türden ama arada güzel diyaloglar oluyor. Yirmi saat değecek kadar etkili değil. Özellikle görevi birden çok yöntemle bitirme imkanı olsa da sonuç veya etkisi değişim göstermiyor. Sadece farklı bir yol izliyorsunuz. Özellikle ana senaryoyu dolduracak detayları hiçbir şey öğrenilmiyor bu görevleri yaparken.

Yetersiz oyun mekanikleri

Üçüncü kişi kamera açısında oynadığımız bu fantastik rol yapma oyununda karakterimize çeşitlilik veremeyeceğimiz kadar tırt bir yetenek ağacı mevcut. Yetenek ağacında elle tutulur adam akıllı yetenek yok. Mesela yakın saldırı silahlarımız olan tek ve çift elli silahlarımız normal saldırılar gerçekleştirse de, dört saldırı sonrasında duraksama yaşıyoruz. Yakın savaşçılar için olan "Discipline, Mettle ve Vigour" sıralarında açılan sadece üç tane aktif yetenek var. Bunlar ise biriktirilebilir güç saldırısı, güçlü ardışık saldırı ve kalkanla vurma. Bunlar dışında basit saldırımızı dörtten altıya hatta sınırsız savurma sağlayan ve güçlü ardışık saldırı sayısını üçe çıkaran pasif etkiler mevcut. Bu saydığım yetenekler normalde açık olması gereken, özel bir yetenek gibi sunulmaması gereken şeyler. Oyunda biriktirerek ateş edebildiğimiz normal yay ve biraz gecikmeli kullanabildiğimiz kundaklı yay mevcut. Nişancı karakterler için bir tane aktif yetenek mevcut o da yakınlaştırma yapabilmek. Onun dışında nişangah sarsılmasını azaltma, kafadan daha çok hasar verme ve gizlilikle yapılan saldırılarda daha çok hasar verme olmak üzere üç pasif var.

Asıl bomba ise büyülerde. Koca oyunda üç tane büyü var. Ateş topu, buz topu ve yıldırım topu. Her biri için ayrılmış bir yetenek sırası var. Ben yıldırım büyüleri kullandığım için yıldırım büyüsü üzerinden açıklayacağım. İlk seviyeye puan verince yıldırım topu açılıyor. Yıldırım topuyla vurulan düşmanlar bir müddet hareketsiz kalıyor. İkinci seviye yapınca yıldırım topu etkisinde olan düşmanlar silahla yapılan saldırılardan %30 daha fazla hasar alıyor, güzel bir pasif. Üçüncü seviye yapınca ise yıldırım topu biriktirilebilir hale geliyor ve birden çok düşmana sıçrıyor, güzel güçlendirme. Dördüncü seviye yapınca canı %30 'un altında olanlar direkt ölüyor ve fena olmayan bir pasif. Beşinci seviye yapınca yıldırım daha uzun süre biriktirilip daha fazla düşmana sıçraması sağlanıyor. Bir şey fark ettiniz mi? Tüm bu geliştirmeler "tek" büyü için. Aynı büyü pasif kazanıyor ve biriktirip daha fazla düşmana sıçraması dışında hiç bir şeyi yok. Oyunun başından sonuna kadar aynı büyüyü kullanıyorsunuz. Ateş ve buz içinde aynısı geçerli. Fazlasıyla zayıf büyü çeşitliliği ve yetenek ağacından dolayı üzüyorsun bizi oyun.

Hiç mi güzel yanı yok diyecek olursanız oyunda takla atma mekaniği mevcut. Her ne kadar korunma tuşunu basılı tutarken yön tuşuyla takla atmak gibi bir saçmalık olsa da (anlamayanlar için söyleyeyim, sadece sabit olduğunuz zaman korunuyorsunuz, hareket halinde korunamıyorsunuz) gayet etkili. Oyunda düşman çeşitliliği hem bol hem de çok tekrarlı. Düşmanlarda ki sorun ise iki çeşit saldırıları var. Normal ve sert saldırı. Takla atma mekaniğiyle birlikte fazlasıyla kolay oluyor oyun. Heyecan katıyor ama kolay, o yüzden yüksek zorlukta oynamanızı öneririm. Eşya ve iksirler de üretebiliyorsunuz. Eşya üretim konusunda çeşitlilik çok az ama iksir konusunda bol tutulmuş. Araştırmacı bir oyuncuysanız iksir konusunda da rahat olacağınız için ölmeniz neredeyse imkansız olacaktır. Bölüm sonu düşmanı bir tanecik var ama güzel. Yine de oyun eşya ve bölüm sonu düşmanı konusunda yetersiz kalıyor.

Görseller, sesler ve biraz da tekinsiz harita tasarımı kaynaklı hatalar

Görüntü ayarlarını yükseğe çektiğinizde hiç sırıtmayan, zırh ve silah tasarımlarıyla gayet göze hoş gelen bir oyun. Doğada gezmesi, ağaçların sallanması, ani hava değişimleri, kaliteli gölgelendirme ve vahşi yaşamıyla birlikte gayet başarılı atmosferi var. Su birikintilerinde ki yansımalar ve ara sıra gölgeler de göze çarpan sorunlar yine de mevcut. Bazı ana karakterler hariç ana senaryoda karşılaştığımız büyük çoğunluk birbirini kopyası yüzlerden oluşuyor. Seslendirmeler ve yaratık sesleri harika ama seslendirme ve dudak senkronizasyonu sorunlu. Garip yüz kaplamaları ve seslendirme rahatsız edebiliyor zamanla. Müziklerden örnek veremiyorum ama oyun içinde gayet hoştular. Eğimli arazi ve kayalarda karakterimiz garip bir şekilde kayıyor ve bu yüzden lüzumsuzca sıkışarak hatalarda harcanma ihtimalimiz de mevcut. Yirmi saate değmeyecek az içeriğiyle ve koşma olmadığı için lüzumsuzca uzayan işkence süresiyle bu oyunu kimseye önermiyorum.

Puanım 45/100
2019년 4월 16일에 게시되었습니다. 2019년 11월 26일에 마지막으로 수정했습니다.
이 평가가 유용한가요? 아니요 재미있음 어워드
1명이 이 평가가 유용하다고 함
기록상 29.9시간 (평가 당시 29.9시간)
Özet

Azıcık gizlilik, fazlaca aksiyon sahneleriyle nefes kesen bir macera oyunudur. Eski Tomb Raider oyunlarını yarım yamalak hatırlıyor ve biliyor olsam da her zaman aksiyon-macera tadında keşif oyunları olduğundan aynı çizgide ilerliyor. Yeni bir başlangıç senaryosu yazıldığından daha toy bir Lara Croft olacağını düşünebilirsiniz ama hızlı ilerleyen sahneleriyle bazı şeyler farklı gelişiyor. Duygusal yoğunluk kısa sürüyor, karakterimizin ruh hali çok hızlı değişiyor, yan karakterler fazla yüzeysel kalıyor. Senaryonun detayları yazılarda kalsa da ana hatları yeteri kadar veriliyor. Özellikle karakterimizin gelişimi garip gelebilir ama aksiyon kısmıyla fıstık gibi bir oyun. Önerilir.

Ejderha Üçgenindeki Gizemli Ada

Genç arkeoloğumuz Lara Croft, üniversiteden yakın arkadaşı Sam ile Sam’in ataları olan gizemli Yamatai krallığını ve krallığın gizemli kraliçesi Himiko'yu araştırmak için Japonya'nın güneyinde bulunan Ejderha Üçgenine, Endurance adındaki gemiyle yolculuğa çıkarlar. Beklenmedik şekilde fırtınanın ortasında kalan Endurance gemisi ve mürettebatı dağılır. Kıyıya ulaşmayı başaran Lara'nın gizemli ve tehlikeli macerası başlamış olur. Üzerinde oldukları ada neresidir, Solarii Kardeşliği neyi amaçlamaktadır, Güneş Kraliçesi Himiko ve gizemli adam Mathias arasındaki bağlantı nedir gibi bir sürü cevapsız soru arasında hayatta kalmak için her şeyi yapacaktır.

Senaryonun başlangıcı böyle olsa da fırtınanın ardındaki sebepler, ada tarihinin yazılı olduğu günlükler ve bolca heykellerle süslenmiş tarihi kalıntılarla harika atmosfere sahip. Sadece oynadığımız senaryo kadar arka planında doldurulduğunu yazılar ve çevre detaylarıyla anlıyoruz. Ne yazık ki aksiyon tarafı ağır basan bu oyunda bazı şeyler yarım yamalak yapılmış. Karakterimiz Lara'nın bazı kısımlarda yaşadığı ağır duygular olsa da bir sonraki sahnede, bu duygu dolu sahneler yaşanmamış gibi savaşa giriyoruz. Bir dengesizlik söz konusu. Yine aynı sebeple az olan yan karakterler de yüzeysel kalıyor.

Oynanış mekaniği ve harita tasarımı

Üçüncü şahıs kamera açısıyla oynadığımız aksiyon-macera oyunumuzda dört çeşit silah, çeşitli mermi türleri; silah ve karakter güçlendirmeleri mevcut. Bazı noktalarda gizlilik odaklı oynayarak düşmanları sessizce yayımız ile boğup ilerliyoruz. Yay kullanarak dikkat dağıtmak gibi bir özellikle olsa bile oyun bunu kullanmaya fırsat sunmuyor. Gizlilik kısımları oldukça kısa ve az bulunuyor. Çoğunlukla düşmanlar yüz yüze çarpışarak ilerliyoruz. Düşmanlarla yüzleşirken karakterimiz eğilir duruma geçiyor ve herhangi bir engelin arkasına geçtiğimizde düzgünce siper alıyor. Nişan almadığımız müddetçe siperde hasar almıyoruz ve düzgün çalışıyor. Düşmanlarımızın yapay zekâsı hem taktiksel hem de siper alma olarak idare eder olsa da yüksek zorlukta çok isabetli saldırı yapıyorlar. Bazı bölümlerde akın akın geldiklerinde bir hayli zor olabiliyor. Zamanla düşmanlarımızın giydiği zırh ve kalkanlar ile zorlukları artıyor ama çeşit olarak azlar. Düşmanların güçleri arttığı kadar bizde aldığımız tecrübe puanı ve silah güçlendirmeleriyle gücümüze güç katıyoruz.

Düşmanlarımızı alt ederek, hayvan avlayarak ve gizli eşyaları toplayarak tecrübe puanı alıyor, seviye atlıyoruz. Yeteneklerimizin büyük çoğunluğu eşyaları bulmamızı, fazla tecrübe puanı ve hurda toplamamızı sağlamakta. Daha çok cephane taşımak ve yakın saldırıları güçlendirmek gibi birkaç tane etkili yetenekte bulunuyor. Savaşta bize üstünlük sağlayan şey silahlarımıza gelen güçlendirmeler. Silahlarımıza güçlendirme yapabilmek için hurda toplamamız gerekiyor. Haritanın birçok yerinde açık ve gizli halde bulunuyor. Doğru yetenekleri açtıysanız hayvan ve bitkilerden bile hurda bulabiliyorsunuz, her ne kadar saçma olsa da. Silah güçlendirmelerinde susturucu, nişan dengeleyici, fazla mermi kapasitesi gibi önemli etkiler mevcut. Senaryo da ilerledikçe silahlarımıza daha etkili eklentiler ve mermi türleri de geliyor.

Harita tasarımına gelirsek hem görsel hem atmosfer olarak muazzam. Doğasıyla iç içe geçmiş iki ayrı geçmiş çağın kalıntılarıyla atmosferi iyi desteklemişler. Görsellik ve atmosfer dışında yapısal olarak da harika. Bölgeye ilk geldiğinizde başlangıç yeteneğimiz sadece tırmanmaktan ibaret olduğu halde haritanın birçok yerine ulaşabiliyoruz. İleride alacağımız yeni erişim yeteneklerimizle (kazma ve ip bunlardan birkaçı) bölgede ulaşamadığımız yerlere ulaşabiliyor ve gezdiğimiz bölgeleri daha rahat gezebiliyoruz. Benim özellikle sevdiğim, senaryoda ilerlerken aynı haritaya geri dönmemiz gerektiğinde, bize farklı bir yol çizerek o bölgenin bambaşka bir kısmını açması. Bu sayede aynı yerleri lüzumsuz dolanmıyoruz. Haritaya konmuş gizli toplanabilir eşyalar ve gizli etkinlikleri keşfetmesi de bir o kadar keyifli oluyor.

Gelelim hayal kırıklıklarına

Hayatta kalma ve avcılık yan yana gelince insan bekliyor ki oyunda üretilebilir eşyalar olsun. Oyunun avcılık kısmı sadece başlangıçta mevcut. Avlanmanın tek artısı ise tecrübe puanı. Aynı şekilde toplayıcılıkta. Hayvan derisi toplayayım, kendime ekipman yapayım, bitkilerle merhem hazırlayayım, çeşitli cephanelik üreteyim, düşmanlara karşı hazırlıklı olayım vesaire yok. Ha bunlar olunca "Bu oyun Far Cry 3 olur." (veya benzeri bir oyun) diyen olursa beynine oku saplarım. Bunlar olmayınca hayvan avlamanın ve bitki toplamanın pek eğlencesi olmuyor. Sağlık kendiliğinden yenileniyor, cephane ise istemediğiniz kadar bol. Hatta o kadar bol ki dağa taşa sıka sıka ilerleseniz bile bitmiyor. Bu biraz kişisel değerlendirme olacak ama bu durumda eşya yönetimi bir önem arz etmiyor. Benim için tat kaçırıcı. Demek istediğim adada avcılık ve toplayıcılıkla hayatta kalma içeriği bu eksikliklerden dolayı önemini kaybediyor. Önemi kaybettiği için oyun o yönden eksik kalıyor.

Oyunun silah yükseltme konusunda şöyle bir garipliği var. Yükseltme parçaları bulunca silaha yeni eklentiler geliyor ama silahın kendisi de görsel olarak değişiyor. Dandik bir taarruz tüfeğinden modern saldırı tüfeğine dönüşüyor. Ayrıyeten silah ne kadar gelişse de mermi dağılımı çok fazla. Saldırı tüfeği ile keskin atışlar yapılmıyor ve bu en çokta Çok oyunculu karşılaşmalarda rahatsız ediyor ama çok oyunculu oynanışa değinmeyeceğim. Oyunda bölüm sonu düşmanı yok, üzücü. Son hayal kırıklığı da bulmacalar. Senaryo bazında bulmaca neredeyse yok denecek kadar az ve kolay iken gizli mezarlardaki bulmacalar ise tadımlık dahi diyemeyeceğim kadar kolaylar. Sıfır tatmin.

Aksiyon aksiyon dedik bahsetmeyi unuttuk.

Oyun, üzerimize gelen akın akın düşmanlarla savaşmaktan ibaret değil. Oyunun tırmanma mekaniklerini bolca kullandığımız ve Lara'nın neredeyse şansa yaşadığı çok fazla koşuşturmalı sahne var. Mermilerin arasından, yanan ve yıkılan binaların içinden koşarken yaşayacağınız soluk kesici sahneler bu oyunun en harika olduğu kısımlar. Yükseklik korkusu olanları kısmen gerekecek gerilim dolu sahnelerde eksik değil. Kısacası soluksuz bir macera hissini sonuna kadar veriyor ve soluksuz öneriyorum.

Puanım 80/100
2019년 3월 2일에 게시되었습니다. 2019년 11월 26일에 마지막으로 수정했습니다.
이 평가가 유용한가요? 아니요 재미있음 어워드
2명이 이 평가가 유용하다고 함
기록상 30.4시간
Özet

Castlevania hayranlarının arzuladığı Metroidvania türünde bir oyun değildir. Oyunun içinde Drakula ve Drakula’nın kalesi yoktur. Castlevania'nın başlangıç senaryosunu ve evrenini değişik şekilde işleyen bir oyun olsa bile harika tasarımlarla ağzınızdan sular akacak ve müziklerle kulaklarınız bayram edecektir. Castlevania ile özdeşleşmiş çoğu öge olmasa da gayet başarılı bir Hack'n'Slash oyundur. Önerilir.

Değiştirilen ve üzen senaryo

Karakterimiz Gabriel Belmont, gölge yaratıkları adında şeytani varlıkları avlayan Işık Kardeşliğinin bir üyesidir. Gölge yaratıklarının güç kazandığı bir zamanda karısı Marie, yaratıklar tarafından öldürülmüştür. Öfkeyle dolup taşan Gabriel, Işık Kardeşliğinin yönlendirmesiyle karısını tekrar hayata döndürmenin bir yolu olduğunu öğrenir. Hiçlik Gölünü araştırmaya gitmesiyle birlikte Gabriel’i derinden sarsacak ve inandığı düşünceleri sorgulatacak entrikalarla dolu yolculuğu başlamıştır.

Hikâye biraz ilerleyince karşımıza, karakterimize eşlik edecek başka bir kardeşlik üyesi Zobek’le karşılaşıyoruz. Her bölümün başında üçüncü kişi ağzından, karakterimizin ne tür şeyler yaşadığını, yaşayacağını ve nelerle yüzleşeceğini gayet güzel bir dille anlatıyor. Yükleme ekranı anlatımından dolayı hikâyenin yavaş ilerlediğini düşünebilirsiniz. Üçüncü bölüme kadar bu yavaşlık devam ediyor. Bol bol yaratık kesip gözümüz boyanıyor olsa da üçüncü bölümde yaşanan dönüm noktasıyla birlikte hem hikâye hem de hikâyenin ilerlediği mekân ve görsel tasarımları tüm bu bekleyişe değiyor.

Asıl can alıcı sorunlara gelirsek Şeytan’ın oyuna ZART diye dâhil olması bu sorunlardan biri diyebiliriz. Ne ara bu karakterden bahsettiler, ne ara hikâyeye dâhil oldu? En büyük hayal kırıklıklarından biri ise Castlevania ile özdeşlesen Death’i (bu oyunda Ölüm Lordu olarak geçiyor), yüzleşmeden saf dışı bırakmaları oldu. Oyunu bitirdikten sonra bir anda zamanda ileri atlayıp Gabriel’in Dracula olduğu sahne beni dumur etmiş ve anlam verememiştim ama bunun sebebini ek paketlerde anlatılıyormuş. Ek paketlerde ise Forgotten One’ın komik bir şekilde alt edilmesi ve Gabriel’in bu olağanüstü güçleri elde edişinin fazlasıyla TIRT olması da diğer büyük hayal kırıklığımız. Çok aceleye getirilerek güzelim bölüm sonu düşmanları ve olayları mahvetmişler.

Oynanış olarak ilk Hack’n’Slash mekaniklerine değinelim

Castlevania denildiğinde akla gelen Vampire Killer adlı zincirimizin tüm ihtişamını görüyoruz efenim. Bazen gecikme yaşanması dışında sorunu olmayan Hack’n’Slash mekaniklerine sahip. Bir hedefe ve alan etkili saldırılar yapabildiğimiz iki saldırı tuşumuz var. Satın aldığımız saldırı dizilimlerini (combo, başka bir Türkçe karşılığı varsa söyleyin) doğru tuşlara basarak gerçekleştiriyoruz. Oyunun ilerleyen kısmında alacağımız ikincil silahlar, pasif veren büyüler ve yeni eşyalar ile saldırı dizilimleri bir hayli çeşitleniyor. Özellikle ikincil silah ve pasif veren büyülerin birleşimleri, hiç azımsanmayacak derecede etkililer. Yeni eşyalar ile gelen biriktirilebilir saldırılar ve alan saldırıları gerektiğinde yüksek hasarlar vurmayı sağlıyor. Başlarda gereksiz olduğunu düşünsem de -bazı saldırı dizilimleri için de aynısı düşündüm- her saldırı ve saldırı diziliminin kullanılması gerektiği bir düşman veya bir durum karşımıza çıkıyor.

Eğer oyunu yüksek zorlukta oynuyorsanız, oyunun size saldırı dizilimleri yaptırmadığını hissedebilirsiniz. Ben de yüksek zorlukta oynadığım için düşmanlar daha seri ve daha taktiksel davranıyordu. Bir veya ikinci saldırımda kaçınma yapıyor ya da korunuyorlardı. Aynı şekilde özel büyüsel etkilerin olduğu alan saldırıların çoğunu yapamıyordum. Zorluğun yarattığı bir etki olduğundan oyuncunun yeteneklerine kalıyor. Normal zorlukta oynayacaklar için hepsi daha rahat olacaktır. Yüksek zorlukta oynayacaklar için en kıymetli şey ise korunma ve karşı saldırı. Korunma ve karşı saldırı, normal düşmanlarda olduğu kadar bölüm sonu düşmanlarında da etkili. Tabi ki her saldırıdan korunamıyorsunuz. Bazı saldırılara karşı korunma etkisiz kalabiliyor, bunu da düşmanın korunma sonrası saldırısından ve saldırının etrafında çıkan sarı ışıktan anlayabilirsiniz. Normal saldırılardan doğru zamanda korunursanız karşınızdaki hangi düşman olursa olsun saldırıya açık oluyor ve yüksek hasarlar verebiliyorsunuz. Zamanında korunmanın verdiği diğer üstünlük ise büyü pasiflerimizi aktif etmek için kullanılan yakıtın düşmanlardan çıkarabilmek. Hasar almadığınız veya büyü pasiflerimizi aktif edip saldırmadığınız müddetçe, yaptığınız saldırılarla altta bir bar doluyor. Doğru zamanlı savunma yaptığınızda ise bu barı direk tamamlıyor. Bar tam dolu haldeyken yaptığınız saldırılarda düşmandan büyü pasiflerinizi kullanmanız sağlayacak yakıtlardan çıkartıp depolayabiliyorsunuz.

Çok basit seviyede Hızlı Tuş Basma Etkinliği (Quick Time Event) olduğuna da değineyim. Düşmanı tuttuğumuzda bile hızlı tuş basma etkinliği olması sırıtıyor ama bölüm sonu düşmanları savaşlarında, savaşı baltalamamak için basit seviyede tutmuş olmaları gayet güzel.

Oynanış olarak gelelim platform, bulmaca, gizlilik ve lanet kamera açılarına

Oyunun platform mekanikleri bir hayli basit ve güzeller. Duvarlara tırmanıyor, zincir atıp sallanıyor, vs. vs. Sadece son bölümlere doğru ve ek paketlerin olduğu içeriklerde zorları çıkıyor. Çok fazla görünmez duvar koyarak bölgede sebepsiz düşmenizin önüne geçilmiş ama birazcık gezinme özgürlüğünü baltalayan bir durum. Platformu zorlaştıran şey ise kamera açıları. O kadar rezalet seçilmiş kamera açıları mevcut ki özellikle bir yerlere tırmanırken nereye tutunmanız gerektiğini çoğunlukla göremiyor veya seçmede zorlanıyorsunuz. Tüm sebebi de kamera açısı fazlasıyla uzaktan ve alttan veriliyor olması. Açıyı yukarıdan verseler veya karakter ile aynı düzlemde verebilseler tüm sorun ortadan kalkacak. El çabukluğu isteyen platformlarda neyse ki kamera açısı sorunu yok. Başka oyuncular, çarpışma esnasında da kamera açısının gazabına uğramışlar ama ben böyle bir şey yaşamadım veya gözüme fazla batmadı.

Bulmacalar ise fevkalade. İlk bölümlerde fazlasıyla basitken son bölümlere doğru tadı damakta kalan güzel bulmacalar mevcut. Bazı bulmacaların ipuçlarında kafanız karışırsa (birkaçı öyleydi çünkü) deneme yanılma ile bile rahatlıkla çözülebiliyor. Eğer hiç yapamayacak olursanız, bulmacanın yakınında bir parşömen bulabiliyorsunuz. O parşömende, bulmacayla ilgili ipucu ve kapalı bir halde çözümü yazıyor. Çözüme bakarsanız, bulmaca için verilecek puan ödülünden vazgeçmiş oluyorsunuz.

Gizlilikler için meh diyeceğim. Büyük bir çoğunluğu kamera açısının görmeyeceği şekilde gizlenmiş, diğerleri ise ileriki bölümlerde alacağınız yetenekler sayesinde ulaşabilmeniz için ayarlanmış. Bu yüzden bazı şeylere erişmek için eski bölümleri tekrar oynamak gerekiyor. Açık dünya değil de bölüm tasarımına sahip olan oyunlar için Backtracking (Türkçe karşılık olarak hiçbir şey gelmedi aklıma) olayı çoğu zaman hoş değil. Bu oyun içinse ayrıyeten kötü olmuş. Sebebi ise bazı Backtracking yapılan bölümlerde ilerlemeniz için şartların olması. Yetenekleriniz gereği o denileni yapmadan da ilerleyebiliyorsunuz ama şartı yerine getirmediğiniz için görünmez duvarlar tarafından engelleniyorsunuz. Uğraş dur anam.

Bölüm sonu düşmanları ve Son Değerlendirme

UHF… AHEY AHEY! Bölüm sonu düşmanları muazzam. Görsel tasarımları fazlasıyla görkemli! Özellikle benim sevdiğim devasa bölüm sonu düşman dövüşleri enfesti. Birebir boyutlarda dövüştüğümüz bölüm sonu düşmanları ve Mini bölüm sonu düşmanları da harika. Çoğunun üç veya dört saldırı biçimi oluyor. Bazıları aşamalı olduğu için saldırı çeşidi de artıyor. Forgotten One ise sırf havada saldırılar yaparak yenebildiğimiz için gıcık bir şekilde zorluyor. >:C

Son olarak diyeceğim Castlevania severlerin bir kısmının üzüleceği ve sonunu düzgün bağlayamayan bir oyun olsa da gayet sağlam bir Hack’n’slash oyundur.

Puanım 75/100
2019년 1월 9일에 게시되었습니다. 2019년 12월 22일에 마지막으로 수정했습니다.
이 평가가 유용한가요? 아니요 재미있음 어워드
5명이 이 평가가 유용하다고 함
기록상 24.0시간
Özet

Altı saatlik kısa oyun süresine rağmen dolu dolu bölüm sonu düşman savaşları ve kısayolların güzelce yerleştirildiği harika harita tasarımıyla, akıcı animasyonları ve harika piksel kalitesiyle metroidvania türüne teğet geçen iki boyutlu muhteşem bir aksiyon oyunudur. Kesinlikle öneririm.

Minik bir Senaryo

Aslında senaryoyla ilgili eksiğim mevcut. Önceki Momodora oyunlarını denemeden dördüncü oyunu oynadığım için bazı olayların öncesi hakkında ve Momodora dünyası hakkında eksikliklerim var. Sadece bu oyunun senaryosundan bahsedeceğim. Karakterimiz, Lum adında ufak bir köyde yaşayan, silah olarak sihirli bir akağaç yaprağı kulanan Kaho adında bir rahibe. Gizemli bir hastalığın -veya lanetin- kol gezdiği krallıkta yavaş yavaş köyüde bu tehlikeyle yüz yüze kalıyor. Bu sebeple hastalığın kaynağına, kraliçenin yaşadığı topraklara yol alıyor ve burada oyunumuz başlıyor. Kraliçeyi tedavi edebilmek umuduyla yozlaşmış ve saldırgan yaratıkları alt ediyor, bazen de kraliçeye olan sadakatinden ödün vermeyen insanlar ile yüzleşiyor. Son olarakta maceramızda ufak tefek hüzün ve heyecanlara sahip kişilere rastlıyoruz. Oyun süresi gibi minik bir senaryo.

Yaprak ile düşman tokatlayabildiğimiz harika akıcı mekaniklere gelelim

Atılım (dash) veya takla atarak kaçınma (dodge) yapabilmek, oranında karakter boyutlandırması ve kamera uzaklığı, akıcı animasyon ve piksel kalitesiyle birlikte bölüm sonu düşmanlarının çokça çeşitli saldırılara sahip olması; bu saydıklarımın başarılı birleşimiyle nasıl harika iki boyutlu aksiyon oyunu yapılırın bir örneği bu oyun. Şimdi övmeyi bırakıp temelden başlarsak eğer üç ardışık basit saldırı yapan yaprağımız ve biriktirilebilir saldırı yapabilen yayımız bulunuyor. Ayrıyeten çift zıplama ve takla atma yetenekleri de mevcut.

Oyun, oyuncuyu düşmanlarla birebir savaşta pek zorlamıyor çünkü düşmanların büyük bir çoğunluğu, saldırdığımızda sersemleme durumuna geçerek bize karşı saldırı yapamıyorlar. Düşmanın sersemleme durumuyla ilgili şöyle bir detaya değineyim: Her oyunda olduğu gibi bu oyunda da düşmana değince canımız gidiyor. Bu oyunda yakın saldırı yaptığımız vakit düşmanla iç içe olsakta, düşman sersemleme durumunda olduğu müddetçe hasar almıyoruz. Bazı oyunlarda olmayan ama hayati öneme sahip güzel bir detay. Ardışık saldırılara devam ettiğimiz müddetçe pek bir etkileri olmuyor. Bu size şuan kötü bir durum gibi gelebilir ama bu eksiği, bulunduğunuz bölgede düzgünce yerleştirilmiş uzaktan saldırı yapan düşmanlarla kapatıyor. Hele ki yüksek zorlukta oynuyorsanız bunu daha sert hissediyorsunuz. Bazı bölgelerde direkt ölmemize sebep olan dikenli alanlar bulunuyor ve uzaktan saldırı yapan düşmanların birleşince terleten anlar yaşatabiliyor.

Neyseki her saldırıdan takla atarak kaçabilsekte kaçamadığımız vakit canımızı yenileyecek can eşyaları mevcut. Kayıt noktalarında can yenileyen eşyalar tekrar doluyor (çabuk Dark Souls'cular gelmeden). Sahip olduğumuz diğer kullanılabilir eşyalarında tekrar doldurduğunu ekleyeyim. Diğer kullanılabilir eşyalar arasında hasar güçlendirmeleri ve düşmana hasar veren büyüler var. Kullanılabilir eşyalar dışında birde çeşitli pasifler veren giyilebilir eşyalar var. Daha fazla munny (para birimi) düşmesini sağlayan, munny'leri uzaktan toplamanızı sağlayan, yayınıza zehir pasifi veren, can yenileme sağlayan, güçlü vuruşlar yapmanızı ama karşılığında canınızı azaltan gibi gibi çeşit çeşitler. Bu eşya bölümüyle ilgili şöyle bir sıkıntı var. Eğer bölüm sonu düşmanlarını hiç bir şekilde hasar almadan (sanırım canınızı düşürerek hasar artışı sağlayan eşyalarda dahil) yenerseniz değerli bir eşya alıyorsunuz. Bu eşyalar bir hayli etkili çünkü bu eşyalar dışında etraftan topladığınız eşyalar arasında çok azı dişe dokunur bir katkı sağlıyor. Güzel bir ödüllendirme yöntemi ama diğer yandan, oyun içerisinde toplanan eşyaların etkinliği az olduğu için normal oyuncular bu çeşitlilikten mahrum bırakılmış. Hele ki çoğu oyuncu (biride ben) başta karşılaştığı örümcek benzeri tarafsız yaratığı öldürerek yine bazı etkili eşyalardan mahrum bırakılınca daha çok göze çarpıyor.

Oyunu Metroidvania başlığına teğet geçiren şey ise yeni özellikle yeni bölgelere ulaşabilmek. Bu yetenekten bir tane var o yüzden ben teğet geçiyor diyorum. Yetenek ise şirin mi şirin bir kedi oluyoruz. Bu sırada bir eşya, yay ve merdivenleri kullanamıyor olsakta hem daha seri saldırı yapabiliyor hem boyutumuz ufaldığı için saldırılardan bir tık daha rahat kaçabiliyoruz. Unutmadan, oyunda havada atılım (air dash) yapmak gibi bir yeteneğimiz var. Bu yeteneği ne ara elde ettiğimi bilmiyorum ama bunu şans eseri öğrenmem ile çoğu düşman ve bölüm sonu düşmandan daha rahat kaçabildim. Son olarak oyunun diğer sorunu kayıt noktaları arası ışınlanmaya değinelim. Kayıt noktaları arası ışınlanma oyunun sonlarına doğru elde ediyoruz. O zamana kadar haritada bir oradan bir oraya gezmek biraz yorucu geliyor haliyle ve maalesef bu ışınlanma yeteneği bu yoruculuğu gideremiyor. Çok az, belli başlı noktalara ışınlanabildiğiniz için gitmeniz gereken yere mutlaka bir veya iki kayıt noktası uzakta oluyorsunuz.

Rengarenk Grafikler, Cıvıl Cıvıl Müzikler, Sinsi Gizlilikler ve Son Değerlendirme

Seçilmiş olan renkler ve karakter dizaynı o kadar hoş ki, normal NPC'den düşmanlara, bölüm sonu düşmanlarına kadar her şey çok şirin gözüküyor. Arkaplanlar hiç boş bırakılmamış. Mekan tasarımları güzel olsada bölgelerin küçük olmasından dolayı bir tadını çıkaramıyorsunuz. Karakter animasyonlarını öv öv bitiremedim zaten. Müzikler tek kelimeyle harika. Mekan müzikleri hoş olsada beni cezbeden her zamanki gibi Boss müzikleri oldu. Burada şöyle iki minik sorun var. Bazı objelerin sesleri normalde de duyulması gerekirken dibine girince duyulabiliyor ve nadirende olsa sesleri tamemen gidebiliyor kısa süreliğine. Bazen de müzik sebepsizce gidiyor, bir müddet sonra geri geliyor. Yanyana üç tane müzik linki bırakayım misler gibi, isimlerine tıklayıp dinleyebilirsiniz. Assault & Overture & The Lovely Queen.

Gizlilikler ise ilginç ve tadında. Biraz gözün göremeyeceği ufaklıkta bir eşya toplama gizliliği görevi olsada bunu bir eşya ile çözebiliyorsunuz. Gizli duvarlar rahat keşfedilebilir, nadiren abidik gubidik yerlerde. Eğer not alarak oynar ve iyi araştırırsanız NPC ve alternatif Boss'lara erişebiliyorsunuz. Hatta gerçek sona ulaşabilirsiniz. Son olarak oyun zorluk konusunda can miktarı ve düşman sayısı üzerinden bir değişime gitmiş. Kolayda oynarsanız fazladan savunma ve sağlık yenileyen eşyalarla birlikte muazzam bir can miktarı ve çok az sayıda düşmanla karşılaşacaksınız. İçeriğin tadını çıkarmak isteyen için harika kolaylık. Zorda oynarsanız can miktarı azalacak ve düşman sayısı artışıyla daha zorlayıcı bir oyunun tadını çıkarabilirsiniz. Bir üst zorluk olarak Insane'de mevcut ama ilk önce (zor da bitirme koşulu var mı bilmiyorum) oyunu bitirmeniz gerekli. Bu türe ilgisi olupta içeriğin tadını çıkarmak isteyenlere kolayda keyifle oynayabilirler. İki boyutlu aksiyon sevenlere kesinlikle öneriyorum.

Puanım 70/100
2018년 12월 14일에 게시되었습니다. 2019년 12월 22일에 마지막으로 수정했습니다.
이 평가가 유용한가요? 아니요 재미있음 어워드
16명이 이 평가가 유용하다고 함
3명이 이 평가가 재미있다고 함
기록상 1.7시간
Kısmen Gerilimli Kısa İnceleme

Bir icra memurunun, yaşlı bir kadının evine el koyduktan sonra yaşadığı vicdan azabıyla insanlığını sorguladığı gerilim oyunudur. İnsanların evlerine girip onları, genelde ufak bir yardım karşılığında barışçıl bir şekilde mülklerini terk etmelerini sağlıyoruz. Karakterimiz Price'ın kariyerinde yükselmek ve patronlarını memnun etmeye diğer yandan yaşlı kadını evinden çıkarmanın verdiği vicdan azabıyla yüzleşmeye çalışıyor. Senaryomuz bu kadar. Çoğu zaman sıradan gündelik diyalogların olduğu bir oyun. Bazen kendini güzelce anlatan "Odada fil var." tanımıyla şaşırtsa da çok kısa sürüyor. Giriş, gelişme ve sonuç mevcut. Senaryo ile ilgili sıradan konuşmalar ve fazlasıyla kendini belli eden sonu dışında arada bir kaç tutarsızlık var. Mesela karakterimiz Price, mülküne el koyduğumuz yaşlı kadın için son derece üzülürken mezarlıkta karşılaştığı yaşlı kadını ispiyonlamayı hiç sorun etmemesi gibi gibi.

Görsellik olarak kendine has bir tarzı var. Renklendirmeler güzel ve objeler anlaşılabilir şekilde çizilmiş, gayet iyi piksel kalitesine sahip. Ekrandaki uçan toz taneleriyle puslu gerilim havasını rahatsız etmeden yedirebilmiş. Psikolojik korku sahnelerinin "gore" denilen kan ve vahşetle desteklenmesini her zaman sevmişimdir, aksi halde psikoloji korku sahneleri genelde tırt olur ama bu oyunda öyle bir sorun yok. Müzikleriyle birlikte gerim gerim gerebiliyor, nadiren de olsa korkutabiliyor. Gelelim buradaki sıkıntıya. Buradaki tek sorun, yaşattığı gerilimin çok kısa süreli olması. 104 dakikalık oynanış sürem boyunca sadece 5 dakika kadar beni gerebilmiş bir oyundur. Bunun iki büyük sebebi var. Birincisi gerilim ve korku dolu sahneler arasındaki zaman aralığının çok uzun olması. Zaman aralığı çok uzun olunca oyun boyunca yaşanan gerilim kesintili ve aynı seviyede oluyor. İkincisi fazlasıyla tırt bölüm tasarımıyla birleşmiş fazlasıyla tırt eşya yerleştirme bulmacaların atmosferi baltalaması.

Oynanış mekaniklerine gelirsek yürüme simülatörü olarak nitelendirebileceğimiz yön tuşları ve çok basit eşya yerleştirme bulmacalarından ibaret. Bulmaca olarak nitelendirilecek hiçbir şey yok diyebilirim. Bir şey buldun, bir sonraki noktada onu kullanıyorsun bu kadar. Seni yanıltacak veya zorlaştıracak hiçbir şeyi yok. Bu kadar basitlikte ilerlerken oyunun yarısından sonraki (mantar ve mezarlık) bölümlerinde koyulan birkaç basit engelden dolayı, aynı yerleri gereksiz bir şekilde dolandırmaya başlıyor. Bu dolandırma mevzusu en çokta güzel atmosferi mahvediyor. Oyunun basit bulmacalarıyla birleştirince oyun sıkıcı oluyor.

Fazla acımasız olduğumu düşünmeyin ve "ufak bir oyundan çok fazla şey bekliyorsun" gibi lüzumsuz yorumlar da yapmayın. Oyunun yapmaya çalıştığı ve yapamadığı şeyleri sebepleriyle açıklıyorum. Çoğu bağımsız yapımcının oyunun bir noktasına (genelde senaryosuna) odaklanırken, diğer kısımlarından (genellikle oynanış ve tasarımdan) ödün vermesiyle başarılı olması gereken noktanın, ödün verilen noktadan kaynaklı aşağı çekildiğini fark edemiyorlar. Aynı durum kısa süre önce oynadığım Soul Searching oyununda da mevcut. Mesela bu oyunun anlatmaya çalıştığı senaryonun giriş, gelişme ve sonucu var. Senaryo anlatımındaki diyalogları ve sonu tatmin etmesede görsellik ve müzikleriyle yani atmosferiyle bu anlatım güzelce desteklenmiş. Fakat oynanış açısından fazlasıyla ödün verilmiş olması, başarılı sayılacak kısımları da kötü etkiliyor. Bu yüzden öneremiyorum.

Puanım 40/100
2018년 11월 12일에 게시되었습니다. 2019년 11월 18일에 마지막으로 수정했습니다.
이 평가가 유용한가요? 아니요 재미있음 어워드
5명이 이 평가가 유용하다고 함
기록상 3.9시간
Sıkıcı Bir Oyunun Kısa İncelemesi

Bir gencin, ruh arayıcısı olarak köyünden ayrılıp kendini veya amacını bulmak için çıktığı bir deniz macerası. Bu macerasında adadan adaya seyahat ediyor, insanlarla sohbet ediyor ve ejderhaların yaşadığı söylenen bir adada cevapların olduğunu öğrenerek, oraya doğru yelken açıyoruz. Senaryomuz bu. Tema olarak depresyonu ele alıyor oyun. Hatta direk geliştiricinin kendi hissettiklerinden yola çıkarak oluşturduğu bir serüven olduğunu söylesem daha uygun olur. Arada gelen alakasız, tamamen bambaşka evrene ait görüntüler ve büyülü ruhların konuşmaları bize bunu gösteriyor. Fakat burada şöyle bir sorun var, diyaloglar özel veya ilgi çekici değil. Kısa ve çok gündelik konuşmalar mevcut. Bir çoğunuz kendinizden bir cümlelik şeyler duyacaksınız ama arada cımbızlasanız anca bir kaç iyi şey çıkar. Ejderhalar konusu ve maceramızın tam olarak bir sonuca bağlanamaması da ayrı üzücü bir durum. Giriş var, gelişme çok az, sonuç yok ya da ben çok sıkıldığım için bir sonuca bağlandığını hissetmedim.

Oynanış olarak maalesef bazı şeyleri çok kötü olduğu için iyi olan kısımların da tadını kaçırıyor. Öncelikle bir salımız var ve kürekler arasında geçiş yaparak denizleri arşınlıyoruz. Kontroller gayet rahat ve sal kullanması da gayet keyifli. Çok basit seviyede hayatta kalma mekaniklerine sahip. Açlık, susuzluk ve enerji yani uykusuzluk mevcut. Hikaye modunda inanılmaz derecede beceriksiz olmadığınız müddetçe açlıktan, susuzluktan ve enerjisizlikten ölmeniz imkansız. Hayatta kalma mekanikleri zorlayıcı olmasını isterdim ama oyunun önceliği senaryo anlatımı olduğu için çok tadında bırakılmış yani kabul edilebilir. Sorunlar ise bir adadan bir adaya gitmeye başladığımız vakit gün yüzüne çıkıyor. Mesafeler çok fazla. İnanılmaz derecede fazla. Bir diğer sorun, zırt pırt saldan inip altın toplama gerekliliği bu mesafeleri daha katlanılmaz hale getiriyor. Altın ise yeni sal, kayık ve güçlendirmeler satın almak için gerekli. Dümen ve motoru olan kayığı satın alana dek oyunda seyahat etmek tamamen işkence. Hele rastgele gelen düşman saldırılarından ölünce (ki kurtulmanız için hırpalanıp beklemeniz gerek, sal ve kayığın kaçış manevrası yok, kuş hariç) en son bulunduğunuz adadaki kayda yükleme yapıyor. Tüm o mesafeyi tekrar gitmeniz demek. Maalesef ekranda sağlık barı yok. Tüm bunlar birleşince, o güzelim sal kullanımı ve keşif heyecanı kayboluyor, yerine çin işkencesi geliyor.

Görselliğe gelirsek atmosfer, adalar ve mekanlar çok güzel ama karakterler piksel oyun için bile kötü. Gözlerin, kafayla aynı piksel boyutunda olması gibi... Bir de ilgilenilen cinsiyetin oyuna tek etkisi, yakınlaşılan tek karakterin cinsiyetini değiştiriyor. Önemli değil ama hoş bir detay. Müzikler konusunda hepimiz hemfikiriz, harikalar. Mırıldanma şeklinde olan konuşma sesleri bile gayet güzel bir fikir. Aynı şeyi yeni bir oyun olan Celeste'de kullanıyor. Her iki oyuna da yakışmış.

Çoklu oyun modunu denemedim. Oynayacak arkadaşım olmadığı ve ada mesafelerinin yüksek olması düşüncesi yüzünden hiç mi hiç elleşmek istemedim. Kısa hikayelerden ilk ikisini deneyip "bu ne saçmalık" diyerek kapattım, kusura bakmayın. Sonuç olarak senaryosu zayıf, oynanışı keyif vermekle acı çekmek arasında gidip gelen, destek olmak isteyenlerin alabileceği bir oyun. Ben önermiyorum.

Puanım 30/100
2018년 11월 10일에 게시되었습니다. 2019년 11월 18일에 마지막으로 수정했습니다.
이 평가가 유용한가요? 아니요 재미있음 어워드
2명이 이 평가가 유용하다고 함
기록상 7.9시간
Birden çok seçeneğin tek sona ulaştığı senaryo

Çünkü iddialı olduğu kısım bu fakat bir şeylerin ters gittiğini söylemek gerek. Hayvanlar krallığında iç savaş söz konusu. Bir tarafta çılgın bir Hükümdar, kendi halkını kurban ederek karanlık ayinler ile ölümsüz olma çabasında diktatörlüğünü yönetirken diğer tarafta yaşamak için savaşan İsyancı birlikler bulunuyor. Biz ise İsyancı birliğin önemli bir bireyi olan Tilki Reynaldo'yuz. Reynaldo, savaşın seyrini değiştirecek kilit bir etmen aramak için yola koyuluyor. Bu kısımdan sonra senaryo, oyuncuya sunulan seçeneklerle şekilleniyor. Eski dost Lupino'yu kurtarmak, Skyripper'ı birleştirmek, İblis Stone'u bulmaktan oluşan üç başlık üzerinden şekillenen toplam 25 farklı son var. Her bir sona ulaşmak için 4 defa seçim yapmak gerekiyor ve senaryo ona göre şekillenip bir sona ulaşıyor. Tabi bu senaryolar içinde "önemli" ipuçlarını toplarsanız 25. son yani asıl sona ulaşılıyor. Sorun, senaryoyu anlatırken bölüm tasarımlarının tekrarlaması. Seçimlerimiz çokta değişmemiş gibi hissettiriyor ve sırıtıyor. Seçimler arasında benzerlik olsa da diyaloglar ve sonlar birbirinden farklı. Benim için kısmen güzeldi ama çoğu kişi tatmin olmayacağına eminim.

Çekirge bir sıçrar iki sıçrar, Tilki Reynaldo ise her yere sıçrar

Fare ile kontrol edebildiğimiz gayet rahat, akıcı, efektleriyle büyüleyen ve senaryoyu çok tekrarlamadığınız müddetçe gayet tadında savaş mekaniğine sahip. Sol tık ile saldırıyor, sağ tık ile yürüyor. Saldırmak için düşmanların dibine girmeye gerek yok. Düşman ne tarafta ise fareyi oraya yaklaştırıp tıklayınca Reynaldo bir şekilde düşmana atılarak saldırıyor. Sürekli farklı düşmana tıklandığında saldırı animasyonu takılmadan ve akıcı şekilde düşmandan düşmana sekiyor ve rengarenk parıltılarla milleti tokatlıyor. Düşman saldırıya geçerken kafasında ünlem çıkıyor. Ona doğru tıklandığında saldırısını engelleyip karşı saldırı (counter attack) yapıyor. Oyuncuyu zorlamadan rahat bir mekanik kurmuşlar. Atılım (dash) ve kanca gibi ekstra yeteneklerimiz olsa da ben savaş içerisinde kullanmadım. Kancayla kalkanı indirme, atılım ile düşmanların içinden geçmek gibi yetenekleri açınca kullanışlı olabiliyorlar. Altı çeşit düşman yeterli gelmeyebilir eğer tüm sonları görmek istiyorsanız.

Grafikler ve müziklerden bir tutam

Gözleri yormayan, rengarenk dünyasını açık renklerle süsleyen, karanlık yerler içinde aşırı koyu tonları kullanmadan gayet güzel bir renk paletiyle süslemişler. Işıklandırmalar kötü de değil iyi de değil. Efektler bazen fazla ışık saçıp göz yorabiliyor. Animasyonlar da sıkıntı yok ama kaplamalar da bazı sorunlar mevcut onu da sorun kısmında belirteceğim. Kitap üzerine güzel çizimlerle senaryo anlatılması masalsı hissettiriyor. Müziklere dikkat edemedim çünkü ben oyunun sesini bir ara kısmış ve hep öyle unutmuşum. Bu konuda eksiğim maalesef.

Şimdi gelelim sorunlara

İlk olarak oyunda bölüm sonu düşmanı ve bu bir eksiklik. Oyunda 25 farklı son olduğunu söylemiştim. Her bir sona ulaşmak için bazı bölümleri tekrar oynamanız gerekli. Üç başlangıç seçeneğimiz var. Siz birinci seçeneğin sunduğu tüm sonları görmek istiyorsunuz diyelim. Sekiz defa birinci seçeneğin olduğu bölümü tekrarlamanız gerekli. Size bir atlama seçeneği sunmuyor. Tüm sonları görmek için büyük bir engel ve vakit kaybı. Bölüm atlama seçeneği koysalardı 24 farklı sonu görebilmek için muhteşem rahatlık sağlardı. Şuan ki hali ile tüm sonları görmek çok uzun sürüyor ve aynı bölümleri sürekli oynamak çok sıkıcı oluyor. Bu sebeple şöyle bir sorunda var. Başlangıç seçeneğiniz farklı olsa da bazı ikinci ve üçüncü seçenekler benzerlik taşıyor. Oyun sonu farklı olsa da bölüm içerisinde oynadığınız mekanlar tıpatıp aynı. Herhangi bir tasarım farkı yok. Sadece "bitirilmiş bölümü es geçme seçeneği" sunmadığı için sürekli aynı bölüm tasarımını ve aynı mekanları görmek bir noktadan sonra senaryo merakını da baltalanıyor. Oyunun kendi sorunları bu, bir kaç tane de teknik sorun var. Bazen kaplamalar çok geç yükleniyor veya hiç yüklenmediği de olabiliyor. Bir kaç kez yere sıkışma sorunu da yaşadım, bu yüzden bölümü baştan oynamam gerekti. Bazen de kamera Reynaldo'ya ara sahne varmış gibi yakınlaşıp öylece kilitleniyor bir müddet. Yükleme ekranıyla ilgili şikayet var ama bende yükleme ekranı çok uzun sürmüyordu ve kare sayısı düşüşleri yaşamıyordum. Son eklemek istediğim bazı diyaloglar es geçilmiyor ve aynı bölüm atlanmaması gibi çok vakit yiyor.

Değerlendirme

Oyunda asıl sona ulaşmak için 4 veya 5 defa oyunu farklı başlangıç seçeneklerini seçerek ulaşılıyor. Böyle oynadığınız takdirde karakter gelişimi, senaryo anlatımı, seçimler, savaş mekanikleri, düşman çeşitliliği falan her şeyiyle tadında bir oyun. Eğer tüm sonları görmek istiyorsanız buna engel olan tekrarlanan bölüm ve bölüm tasarımları, es geçilmeyen bölüm ve konuşmalar, tekrarlayan düşman çeşitliği gibi durumlar tatsız ve oyunu sıkıcı kılıyor. Oyun kısa vadede asıl sona erişmek için sunulan içeriği yerine getiriyor ama uzun vadede 24 farklı sonun hepsini görmek için sıkmayan bir oynanışı yerine getiremiyor. Beş saat kadar süren çerezlik bir oyun. Denemeye değer.

Puanım 55/100
2018년 9월 9일에 게시되었습니다. 2019년 11월 26일에 마지막으로 수정했습니다.
이 평가가 유용한가요? 아니요 재미있음 어워드
2명이 이 평가가 유용하다고 함
기록상 21.5시간 (평가 당시 18.3시간)
Özet
Büyük küçük demeden herkesin oynaması gerektiğini düşündüğüm yeni neslin kedili Super Mario'su. Daha açıklayıcı olacaksam her bölümde farklı bir mekan dinamiği, kısmen el becerisi isteyen toplanabilir eşyalar ve bir sürü keyifli mini Boss ile büyük Boss'lar! İçinde Super Mario oynama isteği olan ama oynayamamış veya tekrar oynamak isteyen herkes bu oyuna dalabilirler. :3

Miyavlı ve Belirsiz Senaryo
Senaryo çok değinilmesi gereken bir şey değil aslında bu tür oyunlarda ama özetlersek, büyücü kedimiz değerli ve büyülü bir kristali korumakla görevli. Bir ara kristalin ışıltısından gözünü alamayan büyülü kedimizin, dikkatsizliğini fırsat bilen maymunun teki (hayvan olan maymun), kristali kendi kötü emelleri için kaçırıyor. Biz de büyülü kedi olarak bizden çalınanı geri almak için engelleri aşarak onunla yüzleşmeye gidiyoruz. Gördüğümüz kadarıyla senaryo bu fakat arada diyaloglar geçse de bunlar "Meow maow mew" şeklinde olduğu için ne dedikleri belli değil. :D Eğer oyunu bitirdikten sonra New Game Plus modunda tekrar oynarsanız bu diyaloglar anlaşılır kelimelere dönüşerek senaryoyu tam öğrenebilirsiniz. Sonunda minik bir kaç gizeme sahip.

Bütün platform imkanlarını kullanan keyifli oynanış!
Oyunumuz platform-action türünde zorlayıcı olmayan tatlı bir oyun. Temel hareketlerimiz zıplama ve zıplamayı tutarsanız havada hafif çırpınarak süzülmek (aynı Super Mario World 2 Yoshi's Island 'da ki Yoshi gibi), eğimli giden saldırımız pati topu, atılım (dash), eğilmek ve eğilerek yürümek. Bölümlerden ve haritada gizli olan mücevherlerden yeteri kadar toplarsanız satıcılardan yukarı atılım yapmanızı ve canınızı doldurmanızı sağlayan iki yetenek daha alabiliyorsunuz. Her bölüm için konmuş üç mücevher, toplanabilir para, yeteneklerinizi kullanmanızı ve kayıt noktalarını (checkpoint) aktif etmeyi sağlayan mavi iksirler bulunuyor. Eğer yüz para toplarsanız size Pati Parası veriyor oyun. Pati Parası ise bölüm içinde öldüğünüzde tekrar canlanmanız için kullanabiliyorsunuz. Ayrıyeten bölüm seçme haritasında satıcılardan aldığınız yetenekler ile Pati Para harcayarak bazı minik engelleri kaldırıp, kendinize köprü yaparak diğer bölümlere daha erken erişebilirsiniz. Küçük ve tatlı bir özgürlük.

Temelleri anlattık, gelelim bölüm tasarımı ve bölüm mekaniklerine. Toplam 63 bölüm var ve yaklaşık 45-50 kadar bölüm kendi içinde farklı bölüm mekaniğine sahip. Mesela bir bölümde sizi geri ve ileri iten yağmur mekaniği var. Yıldırım çaktığında, tutunabilir demir objeler anlık yıldırım etkisinde kalıyor ve bu yüzden zıplamak gerekiyor. Bu mekanik sadece o bölüme özgü ve başka hiç bir bölümde yok. Bir bölüm patlayıcı kutular bulunuyor. Bir bölüm kanca atma mekaniği kullanılıyor. Bir bölüm yer çekimi olmadan süzülerek oynuyorsunuz, kısmen aynı mekaniği suyun içinde yapabildiğiniz bir bölümde mevcut. Bir bölüm pacman gibi bir şeye bile dönüşebiliyorsunuz ki o bölümün teması da legolar ve minik yaratıklar. Normal yaratıkların üstüne basınca yaratığın canı azalsada bu miniklere basınca legoya basmış gibi bizim canımız gidiyor.. :D Mesela ilk birkaç bölüm zıplatan platformlar mevcut ve ileride bir daha zıplatan platformlarla karşılaşmıyorsunuz. Bir bölümde kullanılan basit bir platform mekaniği bile tekrar nadiren kullanıyor. Bu sayede her bölüm farklı, her bölüm renkli ve her bölüm merak uyandırıcı. Hiç bir zaman tekrara düşmüyor ve keyif kaçırmıyor.

Düşmanlar ve Boss'lar
Bu oyunda eksi olarak verebileceğim şeylerden biri "görsel" tasarım olarak düşman çeşitliliği. Görsel çeşitlilik olarak dört tip düşman var. Farklı varyasyonlarıyla karşılaşsakta görsel olarak çok fark etmediği için göze batıyor. Bölümler için olan farklılıklara gelirsek çeşit çeşit yapmışlar. Aynı bölüm mekaniklerinde olduğu gibi bol bol çeşidi mevcut ama bölüm mekaniklerinde ki gibi bölüme özgü olanlarda var, tekrarlı kullanılmış olanlar da var. Genellikle sağa sola veya aşağı yukarı gibi basit hareket yapan düşmanlar tekrarlı kullanıma sahip. Hayalet olanlar, takip eden mermi atanlar, mermileri zıplanabilir olanlar, lazer kullananlar, yer çekimine karşı koyanlar, bölünebilenler, minik olanlar gibi gibi bölümün yapısına uygun tasarlanmış bolca düşman mevcut.

Boss'lar ve Mini Boss'lar içinde kısmen aynı şeyi söyleyeceğim. Mini Boss'lar görsel olarak beş tipten oluşuyor. Her bölüm sonunda, bölüm içinde yüzleştiğimiz düşman veya bölüm mekanikleriyle benzerlik taşıyan bir şekilde karşımıza çıkıyor. Mini Boss'lar da çok çeşit olsa da bazı Mini Boss'lar hem görsel hem de yapısal olarak benzerlik taşıyorlar. Çoğu farklı ama 56 tane Mini Boss olduğunu düşününce tekrara düşmesi kaçınılmaz. Tam olarak eksi diyemeyeceğim. Tekrarlı Mini Boss'larda ufak tefekte olsa fark mevcut. Genel olarak kapışması hepsi keyifli, geçilmeyecek kadar zorlu değiller. World 5 'den sonraki Mini Boss'lar kısmen zorlamaya başlıyor. Bir de her World'un dokuzuncu bölümünde karşımıza çıkan Boss'lar var. Bu Boss'lar görsel tasarımı ve saldırı biçimleri farklı. Hepsi de birbirinden keyifli. Özellikle World 5 Boss'u favorim. Fakat bu Boss'lar da şöyle bir sıkıntı var. Boss'u alt etme yöntemi hepsinde aynı. Her Boss'da aynı hareket etme ve alt etme yapısına sahip. Sadece saldırı biçimleri farklı. World sonu Boss'u diyince daha farklı olmasını düşünüyorum, buna eksi veriyorum bu yüzden.

Zorluk ve Toplanabilir Eşyalar
Bu oyuna zor diyenin alnını karışlarım. Bu oyun çocukların oynayacağı seviyede bitirebilmesi için World 6 ve 7 haricinde kolay tasarlanmış, eğer ki zorluk yaşarsa diye de canlanma mekaniğine, bolca Pati Parası ödüllendirmesine ve bölüm içi kayıt noktasına (checkpoint) sahip. Time Trial modu ile Pati Parası toplanıyor bolca. Zorluğu anlatabilmem için toplanabilir eşya olan mücevherden bahsetmeliyim.

Oyunda toplanabilir eşya olarak mücevherlerden her bölümde üç tane mevcut. İlk bölümlerde mücevherleri toplamak zorlayıcı olmasa da yaklaşık World 3'den sonra daha zorlayıcı ve kendine has bulmacaları oluyor. Kimisi zamanında düşman öldürmek, eşya toplamak, kapı kapanmadan yetişmek gibi tekrarlı, kimisi de etraftaki düşmanlar ve objelerden yardım alarak ulaşmak, kimisi de hızlı el becerisi istiyor. Nadiren de duvarın içinde bir yerde gizli oluyor. El becerisi isteyenler çoğu zaman zorlayıcı bulmacaya sahipler. Özellikle World 5'ten sonrakiler zor, orası kabul ama kolaylık sağlayan atılım (dash) gibi bir mekaniğimiz mevcut. Bu bazen cevher toplamayı çok kolaylaştırıyor, bazen de hiç uğraşmanıza gerek kalmıyor. Burada oyunun zorluk ve özgürlük kısmı giriyor devreye. Oyun size atılım kullanarak o zorlu yapısını düşürmeniz gibi bir imkan sunmuş fakat atılım kullanarak topladığınız mücevherler size daha az puan vericek. Bu da daha az Pati Parası demek. Bir de tabloda farklı bir biçimde gözükecek mücevher sembolü. Atılım kullanarak kolay yoldan da yapabilirsin yada atılım kullanmadan zor yoldan da yapabilirsin. Farkı, başarınızı niteleyen mücevher sembolu ve daha fazla Pati Parası. Aynı durum Mini Boss ve Boss'larda da mevcut. Bir Boss'u ölmeden hatta hasar almadan bitirmek daha fazla Pati Parası ve başarınızı gösteren yıldız olarak geri dönecek. Ölmeden bitirmek zorlu olmasa da hasar almadan bitirmek çoğu Boss'da bir hayli zor ve heyecanlı.

Son Değerlendirme
Görsel ve müziklere pek değinmedim doğrusu. Görsel olarak şikayet edilcek bir yanı yok, her yerinden sevimlilik fışkırıyor. Kedimizin de yedi farklı rengi var. Saldırı topununda şeklini değiştiriyor. Çok tatlılar. Müzikler akılda kalıcı değil ama rahatsızda etmiyorlar. İki tane minik bug rastladım ama büyük sorun denecek kadar değiller yine de bir eksi puanı hakediyor. Bu tatlış oyun, zorluğunu ister yetenekle kolay yoldan, ister çabayla zor yoldan ulaşılabilen toplanabilir eşyalar fikriyle ve elindeki platform fikirlerini çoğunu kullanarak her bölüm de farklı keyif ve deneyim sunmayı başarmasıyla muhteşem bir platform oyunu. Kırdığım üç puanla, bu oyun platform türünü seven herkesin denemesini öneriyorum. Puanım 97/100 Miyav!
2018년 8월 25일에 게시되었습니다. 2018년 11월 6일에 마지막으로 수정했습니다.
이 평가가 유용한가요? 아니요 재미있음 어워드
< 1  2  3  4 >
11-20/34개 항목을 표시 중