9
Products
reviewed
354
Products
in account

Recent reviews by Sincap

Showing 1-9 of 9 entries
No one has rated this review as helpful yet
12.4 hrs on record
Şimdi ben bu incelemeye aldığım hataları anlatmakla mı başlasam, yoksa oyunu anlatmakla mı başlasam bilemedim. Büyük ihtimal oyunu aldığınızda sizde hatalarla karşılaşacağınız için bence hataları anlatmak daha mantıklı olur.

Oyunun resolution (görüntü oranı) monitörüm ile aynı olmasına rağmen oyun nedense "kriter dışı" diye bir hata verdiği için oyun daha başlamadan benim için bir eziyet olmuştu zaten. Başlatma ayalarına "-windowed" yazmalar, yeniden kurmalar, dosyaları doğrulamalar neler yaptıysam düzelmeyince internete başvurayım dedim bende. Yaklaşık 50 dakika boyunca bir çare bulayım diye en olmadık sitelerde dolaştım. Daha sonra rastladığım bir sitede anladım ki oyun bana ve sadece bana da değil benim gibi birkaç kişiye daha "config.ini" dosyasını kurmamış. Yeniden yüklemelere, dosyaları doğrulamalara rağmen gelmeyen bu dosyayı farklı bir kaynaktan indirip oyunun dosyalarına attıktan sonra bu config'in içerisinden oyunun görüntü oranını değiştirerek oyunu çalıştırmayı başardım. Tabi keşke bu kadar kolay olsaydı, oyun açılınca da bu sefer harita yüklemeleri esnasında hata veriyor ve "new game" dedikten sonra çıkan yükleme ekranından sonra oyun başlamıyordu. Bir 15 dakika da bunu düzeltmek için araştırma yapmaya harcadıktan sonra pes ettim. Son kez oyunu yeniden kurup denemeye karar verdim ve ne gariptir ki bu sefer çalıştı. Oh dedim şükür sonunda başlıyoruz.


[ASIL İNCELEME]


HOI4, EU4, CK2 gibi oyunlar size ağır ve yorucu geliyorsa bu oyun tam sizlik. Oyun bir strateji oyununa göre oldukça basit ve öğrenmesi acayip kolay. Bir ülke seçiyorsunuz, ekonominizi büyütmeye çalışırken aynı zamanda ordu kurup farklı ülkeleri işgal ederek sınırlarınızı genişletmeye çalışıyorsunuz. Şimdi farklı strateji oyunlarına baktığımızda oyunun sadece ülke fethetme değil orduyu daha da güçlü kılma, politik ilişkiler kurma, teknolojik olarak ülkeyi ilerletme gibi farklı şeyler üzerine odaklandığını görebilirsiniz ancak bu oyunda o tür şeyler yok. Yok demekten kastım ise var ancak var olmasının bir amacı yok. Oyunda ordu denilen şey zaten sadece sayılardan oluşuyor, benim 2000 askerim var ise düşman ülkenin 1000 kişilik askerini kolaylıkla yok ediyorum. Süvarilerin piyadelere üstünlükleriymiş, hava desteğiymiş, ülkenin teknolojik durumuymuş falan bunların önemi yok. 5, 3'ten fazla ise 5 kazanıyor, dediğim gibi gayet basit bir oyun bu.


Bunun yanı sıra oyunda diplomatik ilişkiler, anlaşmalar, koalisyon kurmalar falan var ancak diplomatik ilişki denen şey yine dümdüz sayılardan ötesi değil. Bir ülke ile ilişkiniz negatif değerde ise "İlişkileri düzelt" diyor ve kaç tur boyunca ilişkileri düzeltmeye çalışacağınızı belirliyorsunuz, böylelikle ilişkileriniz düzeliyor. İlişkilerin kötüleşmesini istiyorsanız bu sefer "Hakaret et." diyor ve ilişkilerin kötüleşmesini bekliyorsunuz. Yapay zeka acayip ilkel, her şey çok güzel giderken bir anda alakasız bir ülke hiçbir sebep olmadan sizinle ilişkilerini düşüre ya da askıya alabiliyor ve bu yüzden yapay zekanın istediği tarihe kadar ilişkiler düzelmiyor, en sonunda iş savaşa kadar gidebiliyor. Aynı zamanda oyunda koalisyon kurma, saldırmazlık anlaşması falan var demiştim pek tabi ancak siz göndermediğiniz takdirde yapay zeka size bu anlaşmalardan bir tane dahi göndermiyor. Yani ya ben çok şanssızım ya da yapay zeka böyle bir özelliğin farkında değil.


Oyunumuzun ekonomik tarafı ise acayip saçma, ekonomiyi etkileyen belli unsurlar var; vergi, yatırımlar, teknolojiye yapılan yatırımlar, ihtiyaçlar ve askeri harcamalar. Bunları kısıp, artırarak ekonomiyi düzenleyebiliyorsunuz. Ancak oyunun başında ekonomi her daim kötü durumda oluyor. Sel gibi akıp giden para damlaya damlaya geliyor, bunun en büyük sebebi ise askeri harcamalar. Oyunun ana amacı olan -ki ileride bundan bahsedeceğim- asker basma ekonominin komple askeriyeye bağlanması yüzünden acayip zorlaşıyor ve bunu önlemenin tek yolu ya askerleri ortadan kaldırmak ya da, ya da tahmin edin bakalım... evet savaşmak. Daha fazla ülke işgal edip daha sonra o ülkede var olan tüm şehirleri üşenmeden tek tek asimile ederek ekonominizi büyütmek. Ülkenin ekonomik ve askeri durumunu geliştirmek için yetenek puanları da var ancak oyunda üzerine düşünülmüş, özen gösterilmiş olması gereken bu şeyler o kadar yüzeysel işlenmiş ki yetenek puanlarını rastgele bassanız dahi fark etmez. Ha bu arada asimile demişken.


Oyunun en güzel ve en kötü yanlarından biri; devasa harita. Harita acayip büyük ve iştah açıcı, oyunun resimlerini ilk gördüğüm an "Öf anam öf buralar ne işgal edilir." diye hayranlıkla bakmıştım. Ama, ama, ama gelin görün ki bunların hiçbir önemi yok. Oyundaki şehirlerin hiçbir olayı yok, asker koymanızı bekleyen boşluklardan başka bir şey değiller. Şehirlerdeki popülasyonun etkileriymiş, şehrin ihtiyaçlarıymış falan hiçbir şey yok. Sanki şehir demek bomboş bir arazi demek, asker koyuyorsunuz o boşluğa ve o kadar. Tamam anlıyorum çok fazla şehir var bunların her birine bir şeyler ayarlamak zor olurdu -hele ki tek bir kişinin bu oyunu yaptığını düşünürsek- doğru ancak en azından başkentlerde bir olay olsun, yoo başkent dediğin ne ki üstünde bir tane yıldız simgesi var o kadar işte. Tüm bunlara rağmen sevgili yapımcımız şehirlere bir asimile mekaniği getirmiş ki sormayın. Şehri ele geçirdim tamam bitti diye olmuyor işte, ele geçirdiğiniz şehirdekiler biz seni istemiyoruz diyor bu sefer başlıyorsunuz ele geçirdiğiniz şehirleri asimile etmeye. Tek tek hepsini seçip asimili et, kaç tur bunu sürdüreceğin işaretle sonra bir sonrakine geç ona da aynısı yap şeklinde ele geçirdiğiniz, onlarca, yüzlerce şehri asimile ediyorsunuz ki ekonominiz yarra yemesin ki asker basabilin ki daha fazla şehir ele geçirin ki ekonominiz yarra yemesin...


Oyunu tüm özeti bu işte; asker bas, savaş ilan et, şehirlere adam gönder, ülkeyi ele geçir, koca ülkede ne kadar şehir var ise tek tek asimile etmek ile uğraş, daha sonra o şehirlere asker bas. Bunu 10 saat yaptığınızı düşünün işte. Bu arada henüz oyunun asıl sıçtığı yere gelmedim bile gerisini siz hayal edin...


Oyunda şehir ele geçirmek tükürmek kadar kolay. Diyelim ki 1000 kişilik bir ordunuz var, karşınızdaki ülkenin de bir sürü şehri var içerisinde hayvan gibi nüfusu olan, bakın bu kısma dikkat çekiyorum. Ne yaparsınız arkadaşlar soruyorum, askerlerinizi dikkatlice ilerletip stratejik noktaları ele geçirir ve düşmana karşı üstünlük sağlarsınız değil mi? Hah sonra başını alırsınız işte, bu oyunda şehirleri ele geçirmek için yapmanız gereken şey şu. Her şehre 1 adet asker göndermek, evet evet sadece 1. Diyelim 1000 kişilik ordunuz var basın abi ülkeyi bütün şehirlere 1 adam gönderin 1 hafta da Arabistan, Avrupa, Çin falan hikaye alayını alırsınız. Çünkü bir şehri ele geçirmek için yapmanız gereken tek şey asker birimlerinizin o şehrin üzerinde olması. E kaç birim olduğu önemli olmadığı için 1 asker gönderseniz dahi 70.000 kişilik bir şehri dal daşak elinizi kolunuzu sallaya sallaya alabiliyorsunuz. Ha şimdi dersiniz düşman tek adam göndermez siker atar seni diye, evet düşman tek adam göndermiyor. 20 kişi gönderiyor yapay zeka, 1000 kişilik ordu yolluyor sınırınıza sonra 20'şerlikten gruplara bölüp sizin şehirlerinize gönderiyor, sizin o 3000'lik 2000'lik koca koca ordular da öyle bakakalıyor topraklar gidiyor diye.


Bir karınca sürüsü düşünün arkadaşlar evinizi basan, siz koca bir insan olmanıza rağmen götünüze kadar giren karıncaları bir türlü durduramıyorsunuz. İşte bu oyundaki combat bundan ibaret, ya koca bir ordu olursun ağzına sıçarlar, ya küçük bir ordu olursun belki ağzına sıçarlar. Bu oyun bu işte, scat fetişiniz varsa buyurun arkadaşlar gelin sıçsınlar ağzınıza oyunda, sizde afiyetle yiyin oh ne güzel.


Bu oyuna bir daha uzanan elimi siksinler amına koysunlar elimin, ben bir daha bu oyunun yanından dahi geçmem. Bak o 11 lira 49 kuruş var ya, onu çiğneyip yutsaydım en azından bağışıklık sistemim güçlenirdi paradaki mikropları öldürürken. Ben bunu aldım noldu şimdi, iyi halt ettim buyur.
Posted 4 March, 2020. Last edited 9 March, 2020.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
6 people found this review helpful
10.8 hrs on record
Condemned: Criminal Origins sıradan bir polisiye olarak başlayıp sizi çok daha derinlere çekecek, oyunun sonuna doğru "Noluyoz amına koyim?" dedirtecek türden bir oyun.

[HİKAYE]
Ethan Thomas çözdüğü onlarca cinayet ile meşhur bir dedektiftir. Bir gece yarısı aldığı bir ihbar üzerine bir cinayet vakasını incelemek için olay yerine gider ancak bu sefer ki olay sandığı gibi sıradan basit bir cinayet değildir ve olay yerinde olacaklar ile Ethan Thomas'ı çok daha derin bir cinayetler zincirine çekecektir.

Aslında hikayenin bu kadar sıradan olduğuna bakmayın, oyunun ilerisi ile ilgili spoiler vermek istemediğimden dolayı hikayeyi bu şekilde anlatmak zorunda kaldım.

[OYNANIŞ]
Condemned: Criminal Origins'in en güçlü yanı bu işte. Bu oyunu gördüğüm an beni içine çeken şey, inanılmaz bir dövüş sistemi var oyunda. Düşmanların size vurmak için şöyle bir gerilip tüm gücü ile elinde ki aleti savurması, darbe yediklerinde geriye savrulup yere tükürmeleri, biraz dayak yiyince tehditkar bir şekilde elinde ki sopayı size doğru sallayıp çılgıncasına üzerinize çullanması, yanlışlıkla birbirlerine vurunca sizi unutup birbirine girişmeleri. Bu oyunda ki düşmanların her biri bakın belli başlı düşmanları demiyorum tamamıyla hepsi çok gerçek hissettiyor. Bir fps oyununda ilk defa bu kadar gerçek hissettiren bir dövüş sistemi ile karşılaştım, vurduğum her darbenin ne kadar etkili olduğunu resmen hissediyordum, oyunda ki tüm karakterler çok gerçekçi ve doğaldı. Bana göre bu oyunda ki dövüş sistemi fps oyunları içinde zirvedir. Bu kadar zevk veren bir dövüş mekaniğini başka bir oyunda bulamazsınız.

Bunun yanında bu suç dünyasında istediğimizi sadece pat küt dalarak elde etmiyoruz. Bizimle beraber çalışan siyahi ablamız ile kanıtlar toplayarak cinayetleri işleyenlerin peşinde koşuyoruz. Karakterimizin onlarca kanıt toplamaya arayan aleti var; kan örneği toplayan olsun, uv ışığı saklanmış izleri ortaya çıkaran olsun, ne kadar yakınlaşırsa yakınlaşsın full hd 4k çekim yapan kamera olsun her bir şey var abimizde ve topladığımız bu kanıtları iş ortağımıza gönderip bu şekilde katilin izini sürüyoruz. Tabi ki bu aletleri kafamız esince kullanamıyoruz, belirli sekanslar sırasınca kullanmamıza izin veriyor oyun. Yoğun bir dövüş sonrası sakinleşip kanıt toplamak gerçekten oyunun temposunu çok iyi oturtuyor. Sürekli adam döverek gitsek emin olun bu oyun bu kadar iyi olmazdı.

Oyunda ki en kötü yan ise hikaye anlatımı oyun hikayeyi düzgün bir şekilde anlatamıyor oyunun sonuna doğru hikaye kafanızda oluşuyor ama o ana kadar kim bilir ne kadar detay kaçırıyorsunuz çünkü gerçekten derin olmaya çalışan, bakın derin değil derin olmaya çalışan bir hikayesi var ama düzgün anlatamıyor.

Oyunun korku öğeleri ise müthiş, diğer oyunlar gibi sağdan soldan adam fırlatarak korkutmuyor sizi, ha çoğu zaman korkutmayı başaramıyor zaten ama bütün oyun boyunca diken üzerinde gezip, gerim gerim gerileceğinize garanti veririm. Oyunda gittiğiniz mekanların atmosferi o kadar ağır ki her an bir şey olacak diye korka korka yürüyorsunuz resmen. Hele ki oyunda ki sesler ile beraber, girdiğiniz her mekandan bir an önce kaçıp gidesiniz geliyor.

[SES]
Dövüş sistemi ne kadar iyi ise oyun içi seslerde bir o kadar iyi. Her biri çok doğal ve gerçek hissettiriyor, bu oyunun bu kadar iyi olmasında en büyük etkenlerden biri de bu harikulade oyun içi sesler. Dövüş sistemi ve bu kadar iyi sesler olmasa emin olun bu oyun benden bu kadar puan alamazdı. Duyduğunuz sesler gerçekten öyle bir ortamda olsanız duymayı bekleyeceğiniz seslerden oluşuyor; düşmanların tehditkar çığlıkları, sağa sola vurarak devirdikleri eşyaların sesleri, farklı odalardan gelen korkutucu sesler ve eninde sonunda oraya gideceğiniz gerçeği, o kadar iyi tasarlanmış ki ne kadar övsem az kalacakmış gibi hissediyorum.

Hikayesi çok iyi olmasa da dövüş sistemi, ürkünç atmosferi ve müthiş sesleri için bu oyuna verdiğim puan...

8,5/10
Posted 24 January, 2019.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
2 people found this review helpful
8 people found this review funny
14.1 hrs on record
Bu herhalde henüz bitirmeden incelemesini yazdığım ilk oyun, ama bana inanın ki bu oyunu bitirmeye çalışmak tam bir işkence.

[HİKAYE]
Hikayemiz Prince Of Persia The Sands Of Time'ın sonrasını anlatıyor, bir önce ki oyunda prensimiz zamanın kumlarını aktive ederek zaman ile dilediğince oynuyordu, tabi bunun bir bedeli var. Yaptıkları yüzünden zaman gardiyanı Dahaka prensi öldürmekle görevlendiriyor. Her ne kadar prensin danıştığı kişiler kaderin değiştirilemeyeceğini söylese de prens zaman adasına giderek kumların yaratılışını engellemek için yola koyuluyor. Böylece Dahakanın onun peşini bırakacağını düşünüyor.

[OYNANIŞ]
Lanet olsun bu oynanışa, kısaca özet bu. Bir oyunu batıran da oynanıştır çıkaranda, bu oyunu yerin dibine batırmış ama ne batırmak. Kötü kontrollere ve iğrenç kamera açılarına tahammülünüz yoksa sakın almayın bu oyunu. Ya o kadar kızgınım ki bu oyuna nereden başlayacağıma bile bilemiyorum. Öncellikle kontrollerden başlayayım. Arkadaşım bu kontroller nedir böyle, ben neden oynarken istediğim şeyi yapmakta bu kadar zorlanıyorum, yahu bu oyunda ki en büyük düşmanınız ne Dahaka ne minyon düşmanlar ne de mini bosslar, en büyük düşman bu kontroller. Fareyi hareket ettirmek resmen işkence sürekli değişen kamera açıları yüzünden değişen kontrollere alışmak resmen işkence, ya oğlum siz manyak mısınız? Hadi kontroller kötü oldu düzgün bir kamera açısı koysanıza, çok iyi bir haltmış gibi adım başı kamera açısı değişiyor. Dümdüz ilerlerken bir odaya giriyorsunuz çat bir anda kamera değişiyor "W" tuşu yerine "S" tuşuna basmanız gerekiyor "Tamam canım." deyip o odadan çıkıyorsunuz çat bir değişim daha, bu sefer kamera yandan çekiyor, hadi "D" ye basarak düz gitmen lazım "Ya sabır." diyorsunuz iki çubuktan hoplayıp yere konuyorsunuz çat bir daha. Yemin ediyorum oyunu oynarken daraldım ya, lan ben makine miyim? Şunu normal yap gitsin neyin artistliğindesiniz burada anamızı bellediniz. Ya hadi normal koşarken falan alışırsın arkadaş sağdan soldan düşman fırlıyor onlarla savaşırken bir adım atıp yanlış odaya girdim diye kamera değişiyor, kontroller değişiyor ite köpeğe ölüyoruz sonra. Yahu Ubisoft sen niye böylesin be oğlum, işin komik tarafı bundan önce ki oyunda bu sorun çok daha azdı, daha kabul edilebilirdi. Hadi bunu geçtik, sabır taşısınız diyelim ve oynamaya devam ediyorsunuz, adamlar öyle bir checkpoint sistemi yapmıştı kabir azabı gibi. Onca yolu gittiniz diyelim, save pointe ulaşmadan öldüğünüz an adamlar sizi taa fizana yolluyor. Kendinizi yırtarak geçtiğiniz tuzaklar, düşmanlar tekrar ağzınıza sıçmak için sizi bekliyor, iyi eğlenceler. Hele ki canınız azken bu checkpointlere gelmişseniz vay halinize. Hadi arkadaş diyelim ki sen tam bir canavar çıktın dedin ki "Kardeşim zevki zorluğunda, ben bunu yaparım." al sana zorluk. Önceki oyunda koca koca düşmanlar gelirdi "Siktir lan dümbük." diye keser zevk alırdık, ulan 2 tane hergeleye ölüyoruz bu oyunda. Arkadaş o kadar saçma bir düşman sistemi var ki düşmana 2 defa vurdun ve 3.'de blok mu yaptı malesef o 2 vuruş sayılmıyor hadi o komboyu baştan yap. Lan bu nasıl bir sistem, insan insana bunu yapar mı? Sorun sadece düşmanların mekanikleri de değil, çeşitlilikte çok az. Sürekli aynı düşmanlara karşı savaşıyorsunuz ve bu bir süre sonra çok sıkıyor. Düşmanların yerleştirilmeleri de çok kötü, olur olmaz yerde çıkıyorlar, sonra salak gibi bir kenardan düşüp ölebiliyorsunuz bunlar yüzünden. Hele ki mini bosslar var ya, Allahım sen sabır ver. Ben bu şerefsiz mini bossları anlatamayacağım bana kafayı yedirtecekler yoksa. Hah siz diyorsunuz ki "Oğlum hardcore'um ben anasını satarım bu oyunun." Satarsın kanka tabi ki, peki oyunu iyi sonla bitirebilir misin? Marifet ya oyuna 2 son eklemişler can yükseltmelerini bulabilirseniz iyi son, bulamazsanız kötü alıyorsunuz. Kulağa güzel geliyor ama işleyiş çok kötü, bu can yükseltmeleri harita da gizli bulunuyor ve sizin bunları arayıp bulmanız gerekiyor. Zaten bütün oyun diken üzerinde "Aman düşeceğim de öleceğim." diye geziyorsunuz bir de üzerine hızlı ve akıcı bir oyun olunca insanın durup da yarım saat bunları arayası gelmiyor. Düzgün bir son yapsalardı olmaz mıydı? Olurdu ama işte artistlik bunların ki.

[SESLER]
Müzikler ve sesler bu oyunda harika, bayağı gaz şarkılar falan var dövüşler sırasında iyi geliyor. Oyunu daha katlanılabilir yapıyor yani. Daha ne diyeyim ki.

Bütün nefretimi oynanış kısmında kustum ama birkaç bir şey daha demek istiyorum. Yıllarca Prince Of Persia 3'lemesi harika diye gezdiler etrafta açsın o harika diyenler bir kez daha oynasınlar bu oyunu. Bu oyuna güzel diyenler arkadaşlar, o inanılmaz oyun falan diye inceleme yazan arkadaşlar açsın "Prince Of Persia The Sands of Time" oynasın, oyun nasıl yapılırmış görsün. İlk oyundan sonra ki oyunlar kötü, net bir şekilde söylüyorum bunu. Yıllarca bok attıkları "Prince of Persia: The Forgetten Sands" şu oyundan daha güzel hakikaten; kamera açıları, kontrolleri, dövüş sistemi bu rezaletten daha güzel. Bu oyunu alacağınıza gidin dediğim şu 2 oyundan birini alın daha iyi.

DİPNOT: Uzun uğraşlar sonunda oyunu bitirdim, fikirlerim yine de değişmedi.

4,5/10
Posted 3 September, 2018. Last edited 5 September, 2018.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
65 people found this review helpful
35 people found this review funny
2
5.8 hrs on record (5.4 hrs at review time)
Bazen incelemelere güvenmemek gerekiyor, bu oyunun incelemelerine sakın güvenmeyin.

Bu oyun aklımda uzun süredir vardı, sürekli bir fırsatım olsa da alsam diyordum. Yakın zamanda fırsat elime geçti ve aldım. Ah keşke almaz olaydım. Uzatmadan hemen şöyle başlayayım.

Oyun tamamiyle multiplayer tabanlı 2. Dünya Savaşını konu alan bir shooter oyun. Ancak shooter kısmı o kadar acınası bir halde ki anlatamam. Yine de öncelikle iyi kısımlarımdan bahsedeyim.

[DÜNYA TASARIMI]
Oyun dünya tasarımı konusunda iyi iş çıkartıyor, yıkılmış evler yok edilmiş sokaklar arasında kendinizi gerçekten atmosfere kaptırabiliyorsunuz. Haritalar genelde tek yol üzerinden gidiyor ancak çevrede ki yıkılmış binalara konuşlanma, yerde açılmış deliklere ya da tümseklere siper alma falan haritaya çeşitlilik, dinamiklik katıyor. Ancak haritalar aşırı küçük olduğu için sizi bir kutunun içerisinde ileri geri çarpışıyormuşsunuz hissi yaşatıyor, bu da oyun içerisinde ki atmosferi çoğu zaman yıkıyor. Yani haritalar gayet güzel dizayn edilmiş halde ancak çok küçük ve tek düze olduğu için sizi kendinden bir zaman sonra soğutabiliyor.

[OYNANIŞ]
Bu kısım var ya bu kısım tam anlamı ile rezalet, iğrenç bir kısım. Arkadaş öyle bir oynayış dinamiği yapmışlar ki sanki kimse bu oyunu oynayamasın istemişler gibi. Ya anlarım gerçekçi bir oynayış yaratmak istersin falan da elimizde ki silah şahi topu değil be yavrum niye tek bir mermi sıktıktan sonra silah semaya fırlıyor? Basit bir piyade tüfeği ile düşmana yanaşıyorum bir sıkıyorum ve silah öyle geri tepiyor ki yani sanki silahı 4 yaşında ki bir çocuğun eline vermişler. Yahu geri tepme yapacağız diye adamlar rezil etmişler oyunu, oyunda ki karakterlerimiz asker, "ASKER" bu adamlar spesifik olarak silah sıkması için eğitilen adamlar ve bu oyunda sanki ömründe tepsi taşımamış kişilere silah tutturmuşlar. Bu kadar abartıya ne gerek vardı, ya bunun nasıl mantıklı bir açıklaması olabilir bana biri anlatsın yahu bu mekaniklere bu oynayışa alışabilmenin bir imkanı yok. Otomatik tüfek kullanarak düşmana mermi yağdırmak mı istiyorsunuz? Nah yağdırırsınız en fazla düğün magandası gibi gökyüzünü tararsınız, bu kadar rezil bu kadar saçma bir geri tepme mekaniğini bakın iddia ediyorum farklı bir oyunda bulamazsınız. Fizik motoru falan çok iyi seviyelerde iken, vuruş hissiyatı e yani, o kadar da kötü değil iken yani genel olarak iyi bir oyun iken şöyle saçma bir sistem ile oyunun ağzına kelimenin tam anlamı ile sıçmışlar. Üzülüyorum çünkü bu oyunun inanılmaz bir potansiyeli var, çok sağlam bir oyun olabilecekken hele ki böyle bir topluluk ile -oyuncuları açısından çok iyi bir oyun çünkü genelde aklı başında düzgün kişilerin oynadığını gördüm- kalkmışlar salak saçma dur biraz gerçekçi hava katalım diye inanılmaz gereksiz, aşırı, abartı bir geri tepme sistemi koymuşlar. Counter-Strike'da mermi sıktığım yere değil üstüne gidiyor diye sinir olurdum ama bunu görünce şükür ettim yani bu nedir. İnanın tek sorunda bu değil, daha iyi nişan almak için dürbünden bakmak mı istiyorsunuz? O zaman harika bir kaplumbağa simulasyonuna hazır olun. Bu oyunda elinizde ki silaha sağ tık yaptığınız anda karakteriniz yürümek nedir unutuyor resmen. Yahu arkadaş sen dürbünden bakıyorsun bu niye senin yürüme hızını bu kadar düşürüyor? Gerçekten koca firma da birileri demiş ki ya dürbünü açtıklarında dakika da 5 adım atabilsinler ve silah sıkarken de salak oldukları için silahı tutmayı beceremesinler. Şu anlattıklarımı zihninizde canlandıramıyorsanız gidip şu oyunun herhangi bir "gameplay" videosunu izleyin, kusarsınız. "Lan hıyar madem öyle sen niye izlemeden aldın da böyle gömüyorsun derseniz?" İşte son pişmanlık fayda etmez.

[MULTİPLAYER]
Baştan söyleyeyim bu oyunun resmi sunucuları yok, bu yüzden topluluk sunucularında oynamanız gerekiyor, bu da ara sıra sunucu konumuna bağlı olarak pingi olumsuz etkileyebiliyor. Oyun modları açısından oyun çok eksik; bir bayrak kapma modu var, bir Counter Strike'da ki gibi adam öldürdükçe silahlarınızı yükselttiğiniz oyun modu var, bir de "Realistic" dedikleri başınızda komutan olan herkesin farklı sınıf seçip tek bir yaşam hakkı olduğu öldükten sonra bir sonra ki raunda kadar dakikalarca beklediği garip bir mod var. Sanırım bayrak kapma dışında ki modlar topluluk tarafından oluşturulmuş modlar. Yani onları saymazsak oyunun içerisinde sadece bir mod gördüm. Sadece bayrak kapmaca. Oyunu oynamadan önce her yeni oyunda yaptığım gibi oyuna biraz alışmak için öğretici modu aradım yoktu, o zaman dedim "Botlar ile kapışayım, silahlara alışırım." Sürpriz, bu oyunda bot falan yok. Yani eğer oyunu öğrenmek istiyorsanız aylardır, yıllardır bu oyunu oynayıp sizin gibi yeni oyuncuyu gözü kapalı yok edecek adamlara karşı mücadele etmeniz gerekiyor. Eğer sabırsız biri iseniz bu kısımda oyunu anında silersiniz o kadar söyleyeyim size, daha düşmanın nereden vurduğunu bile göremeden ölüp öylece ekrana bakakalıyorsunuz. Ama yine de oyuncuları açısından kötü bir oyun değil bu, biri sizi öldürdüğünde saçma sapan size "noob, easy" gibi değişik değişik şeyler demiyor. Sakince oyunlarına devam ediyorlar. Bu yüzden çok üzülüyorum bu oyuna bu kadar iyi bir topluluk bu kadar iyi atmosfer, haritalar bu rezalet oynanış yüzünden mahvedilmiş. Bütün potansiyeli öldürülmüş.

İşte bu yüzden dostlarım bu oyunu almayın, aldırmayın. 18,50 TL'ye markette çok daha iyi oyunlar var.

3/10
Posted 3 August, 2018.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
2 people found this review helpful
8.0 hrs on record
[HİKAYE]
Amnesia size çok derin bir hikaye sunuyor, bu yüzden yeterli İngilizceniz yoksa oyunu Türkçe yama ile oynamanızı öneriyorum. Oyuna Daniel isimli karakterimizin uyanışı ile başlıyoruz, kim olduğumuzu nerede olduğumuzu bilmeden etrafımızı incelerken kendimize ait bir not buluyoruz. Notta ismimizin Daniel olduğu, Alexander'ı öldürmemiz gerektiği ve peşimizde bir varlığın olduğu yazıyor. Bu not aslında oyunun geneli özetler vaziyette. Alexander'a giderken onu neden öldürmemiz gerektiğini ve kaybolan bütün anılarımızı öğrenmeye başlıyoruz, bu sırada oyun aslında karakterimizin hiç düşündüğümüz gibi biri olmadığını gösteriyor.

[OYNANIŞ]
Oyun size oynayış açısından pek tatmin etmeyebilir, zira oyunda yapabildiğimiz şeyler oldukça kısıtlı. Yapabildiğimiz şeyler yürümek, koşmak ve etrafımızda ki bazı nesneler ile etkileşime geçmekten ibaret. Normal bir oyunda bu bir eksi olabilirdi ancak Amnesia'da bunlar dışında bir şey yapmanıza gerek olmadığı için bunu bir eksi olarak değerlendirmiyorum.

[MEKANİKLER]
İşte Amnesia'nın en sağlam yanlarından biri, oyunun mekanikleri ve fizik motoru inanılmaz güzel. Pekala yer yer bir kaç bug ile karşılaşabilirsiniz ne bileyim sandaleyelerin bir yerlere takılması gibi, ancak bunlar devede kulak çok da önemli şeyler değil. Oyunun fizik motoru çok iyi dizayn edilmiş ki oyunda ki bazı bulmacaları da bu fizik motorunun imkanları ile çözüyoruz. Etrafta ki nesnelerin 3'te 2'si ile etkileşim kurabilmek, etrafımızda ki nesneleri istediğimiz gibi kullanabilmek bizi iyice atmosferin içine sokuyor ve oyunu bir o kadar da ilgi çekici yapıyor. Yapımcılar bu konuda çok iyi iş çıkarmışlar.

[GRAFİK]
Bilindiği üzere Amnesia eski bir oyun bu yüzden grafikleri bu dönem de sizi tatmin etmeyebilir ancak dönemine göre gayet iyi grafikleri olduğunu söylemek isterim. Ancak bu kesinlikle bir eksi değildir, sizi de oyundan soğutmasın çünkü grafikler kesinlikle çamur gibi gözükmüyor.

[KORKU-ATMOSFER-HİKAYE İŞLENİŞİ]
Amnesia korku oyunları açısından bir dönüm noktası olmuştur. Peki bu oyun anlatıldığı kadar korkunç mu? Sizi üzmek istemem dostlar ancak malesef hayır, Amnesia şişirilerek anlatıldığı kadar korkunç değil. Peki neden? Amnesia oyuncuyu diğer oyunlardan daha farklı olarak atmosferi ile korkutmaya çalışıyor. Sıkışık odalar ile oyuncu üzerinde klostrofobik baskı yaratarak karanlık bir atmosfer de korkunç sesler ile sizi attığınız her adımda pişman ediyor, oyundan çıkmak için can atıyorsunuz. Peki bu olay tüm oyun boyunca geçerli mi? Tabi ki değil, 3. saatten sonra artık neyin ne zaman olduğunu anlamaya başlamıştım, canavar ortaya çıktığında ki sesleri bir odaya girdiğim sırada beni korkutmak için oluşan sesleri vesaire yavaş yavaş çözmeye başlamıştım, bunları çözdükçe de korkum gittikçe azalmıştı. Tüm bunları anlayınca tek korkum çıkan canavar olmaya başladı, diğer odalarda elimi kolumu sallaya sallaya geziyordum. Bu oyun açısından çok kötü bir yön çünkü oyun canavardan çok bu sesler ile vuruyor size ve siz bir kez sesleri çözdüğünüz vakit bir daha korkmuyorsunuz. Bir de ortada canavar vardı değil mi? O da belli bir süre sonra korkunçluğunu yitiriyor, çünkü dediğim gibi bir süre sonra canavarın nasıl bir ses ile ortaya çıktığını çözdüğünüz için sesi duyduğunuz vakit kaçıp saklanmaya başlıyorsunuz ve canavar da cazibesini yitiriyor. Yine de bu iş atmosfer ile korkutmak kadar sönük kalmıyor çünkü canavarın ortaya çıktığı yerler rastgele olduğu için açtığınız bir kapının ardında bir anda onu görmek ufak çaplı kalp krizi etkisi yaratmıyor değil. Peki ya tüm bu manyaklığın arasında hikaye'ye nasıl adapte oluyoruz. Oyun hikayesini bize oldukça garip bir yol ile anlatıyor, hikaye'yi girdiğimiz odalarda ki anılarımız ile öğreniyoruz. Daha önce bulunduğumuz önemli bir odaya girdiğimizde geçmişizde ki konuşmaları duymaya başlıyoruz. Hikayenin bazı bölümlerini ve Daniel'ın yaşadıklarını bu şekilde öğreniyoruz hatta ara sıra sadece duymak da değil direk olarak Daniel'ın anılarını yaşıyor ve tam olarak neler olduğunu birebir görme fırsatı buluyoruz. Ancak tabi ki tüm hikaye bu yolla anlatılmıyor, çoğu zaman notlar ve günlükler ile tam olarak neler olduğunu neden orada olduğumuzu öğreniyoruz. Bu notları okuma faslı oyunun akıcılığını kimi zaman alıp götürüyor ancak günlükleri okuduğumuz sırada ana karakterimizin sesinden günlüğü duymamız bizi hikayeye ve oyuna adapte ediyor. Yine de notlar azaltılıp bu anılarımızı hatırlama yolu öğrenmek ile dengeli tutulsaydı daha iyi bir hikaye anlatımı olabilirdi.

Amnesia genel olarak kesinlikle kötü bir oyun değil, bahsi bile geçemez sadece anlatıldığı kadar mükemmel bir oyunda değil. Bu oyun yeterince iyi ve deneyimlenmesi gereken klasiklerden biridir. Aklınızda var ise alın gitsin, korkanın çocuğu olmaz.

7/10
Posted 29 January, 2018. Last edited 3 August, 2018.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
35 people found this review helpful
412.3 hrs on record (153.6 hrs at review time)
Fallout New Vegas 1950'li yılların atmosferinde, kıyamet sonrası bir Dünya'da geçen shooter-rpg türü bir oyundur. Oyunu neresinden tutup da anlatsam, hangi özelliğini saysam bilemiyorum. O kadar fazla iyi yanı var ki hangisinden başlamam gerektiğini seçemiyorum, en iyisi hikayesi ile başlayayım.

[HİKAYE] [SPOİLER YOKTUR]
Hikaye aslında oldukça basit ve tek düze, bir kurye olarak teslim etmemiz gereken platin bir çip kim veya ne olduğunu bilmediğimiz bir adam tarafından bizden çalınıyor ve gecenin bir yarısını kafamıza bir kurşun yiyip ölüme bırakılıyoruz, ancak iş bu ya bir şekilde hayatta kalmayı başarıyor ve hem platin çipi geri alıp teslimatı tamamlamak, hem de intikam almak için ufak bir kasabadan yola çıkıp uzun bir yolculuğa başlıyoruz. Ancak hikaye bu yolculuk sırasında yan görevler ile öyle dallanıp budaklanıyor ki anlatamam. Oyun deneyiminizi mahvetmemek adına daha fazla hikaye üzerine bir şey söylemeyeceğim.

[GÖREVLER]
Elder Scroll's ve Fallout serilerinde özellikle yeni oyunlar da ana görevler yerine yan görevler çok daha güzel ve ilgi çekici. Bana göre bu Fallout New Vegas'ın en büyük eksisi, ana görev çok tek düze ilerliyor, sürekli düz bir rota üzerinde ilerliyoruz. Oysa ki yan görevler harika dizayn edilmiş, Ufakcık bir görevden önemli olaylara kadar ilerleyen görev dizaynları bizi her yan görevi yapma açlığına sürüklüyor. Yeni yan görevler bulacağım diye oradan oraya sürükleniyorsunuz siz de.

[OYNANIŞ]
Oynanış Fallout 3'den, üzerinde fazla bir değişim yapılmadan sunulmuş durumda. Ancak en büyük değişiklik yeteneklerde. Oyunda ki onlarca "perk" arasında boğuluyorsunuz resmen, o kadar çok ilgi çekici perk var ki hangi birini seçsem diye yetenek seçme pencerisinde resmen kitleniyorsunuz. Oyun normal shooter oyunlardan farklı olarak bir de V.A.T.S denen bir sistem kullanıyor. Bu sistem ile oyun içerisinde zamanı durdurup düşmanın neresine ateş edeceğinizi işaretliyorsunuz ve gerisini karakteriniz hallediyor. Kötü bir nişancı olsanız bile bütün oyunu V.A.T.S sistemini kullanarak bitirmeniz mümkün. Tabi ki de bu sistem karakterinizin ne kadar iyi bir nişancı olduğu ile de orantılı. Dövüşten uzak daha çok hitabet ile olayaları çözen bir karakter oluşturursanız V.A.T.S sisteminde ki atışların isabet oranı düşüyor, ancak nişancılığı yüksek bir karakter oluşturursanız oran artıyor. Oynanışta ki en büyük eksiklik depar atma gibi bir özelliğin olmaması, ya yürürsünüz ya da koşarsınız. Oysa ki depar atma da olsaydı tadından yenmezdi. S.P.E.C.İ.A.L denen sistemin oyunun dünyasında ki etkisi aşırı büyük. Şanslı bir karakter yaptığınız da kumarda ki kazancınız veya keşif yaparken bulduğunuz eşyaların değerinin artması, zeki ya da aptal bir karakter yaparak olaylar bulduğunuz çözüm şekillerinin değişmesi bunlara birer örnek.Bu etkiyi somut bir şekilde görmek karakterinizi çok özel hissettiyor ve tekrar tekrar oynama isteği uyandırıyor ki bu tekrar tekrar oynama olayını birbirinden farklı karakterler açarak denediğiniz müddetçe hiç sıkmıyor. Wasteland üzerinde ki gruplara karşı olan tutumunuz da npclerin size karşı olan davranışlarını değiştiriyor böylece yaptığınız her şeyin bir sonucu olduğunu bilmek yaptıklarınız boşa olmadığını hissetiyor.

[AÇIK DÜNYA]
Geldik Bethesda'nın en güzel yaptığı şeye, oyunda ki açık dünya muazzam. Her kapının ardında ayrı bir hikaye her tepe de ayrı bir mücadele var. Şuraya gideceğim diye yola bir çıkıyorsunuz bakmışsınız ki rotadan çoktan çıkmış farklı yerleri geziyorsunuz. Açık dünya oyuncuyu içine almak da çok iyi iş çıkarıyor. Girdiğiniz, gezdiğiniz hiç bir yer boş hissettirmiyor. Keşfetme duygusunu çok iyi besliyor oyun. Gözünüzün gördüğü her yere gidebilmek sizi özgür hissettiyor ve Dünya'yı bir o kadar da doğal gösteriyor. Böylece sanki birileri sizi bir şeylere sürüklüyor gibi değil de, kendi hikayenizi yazıyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz.

[YAPAY ZEKA]
Geldik oyunda ki en sıkıntılı olaylardan birine, malesef yapay zeka o kadar kuvvetli değil. Hayır, hayır bu oyunun rezalet bir yapay zekası var demiyorum sadece yeterince iyi değil diyorum. Biraz daha üzerine çalışıp çok çok daha iyi bir iş çıkartılabilirdi ancak bu haliyle de "yeterli" bir yapay zekaya sahip.

[NPC'LER VE DİYALOGLAR]
Npc'ler kesinlikle şahane, özellikle dost Npc'ler ile olan diyaloglar çok iyi dizayn edilmiş ve çok doğal hissettiyor. Çeşitli perklerden aldığınız yetenekler ile yeni diyalogların ortaya çıkması hatta ve hatta karakterin zekasının çok veya az olması diyalogları ve oyunu bambaşka hale getiyor. Yüksek zekası olan bir karakterler ile oynadığınız zaman npclerin size karşı olan diyalogları ve tuttumları ile düşük zekası olan bir karakterler ile oynadığınız zaman npclerin size karşı olan diyalogları ve tuttumları bambaşka oluyor. Her npc'nin bir amacı olduğunu oyun çok güzel bir şekilde gösteriyor size. Her npc'nin doğal bir yaşantısı varmış gibi hissediyorsunuz. Her biri farklı işler ile uğraşıyor ve bu oyunun dünyasına daha kolay adapte olmamızı sağlıyor. Tüm bu doğallık sizi o dünyanın bir parçasıymışsınız gibi hissettiyor.

[MOTOR VE MEKANİKLER]
Mekanikler de pek bir sıkıntı olamasa da oyun motoru yüzünden oluşan çökmeler çok can sıkıyor. Tabi ki de burada mod desteği araya giriyor ve sizi bu can sıkıcı durumlardan kurtarıyor. Oyunun mod desteğine açık olması çok büyük bir artı, oyunda olan ve patch ile düzelmemiş hataları modlar ile düzeltebiliyor, yeni modlar ile yeni oyun deneyimleri yaşayabiliyorsunuz.


Fallout New Vegas doğal, geniş ve çekici açık dünyası, merak uyandıran güzel dizayn edilmiş görevleri ile oyuncuyu uzun süre başında tutacak çok başarılı bir oyun. Rpg ve shooter türüne ilgi duyuyorsanız kesinlikle almanız ve deneyimlemeniz gereken bir oyun.

9/10
Posted 27 September, 2017. Last edited 23 December, 2020.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
50 people found this review helpful
6 people found this review funny
2.0 hrs on record (1.9 hrs at review time)
Euro Truck Simulator 2 oyunundan sonra indirimde olduğunu görünce aldığım ve ne kadar doğru bir karar verdiğimi fark ettiğim bir oyun oldu. Bana göre bu oyun ETS 2 oyununa göre daha güzel ve daha hoş. Gerçekcilik açısından ETS 2 daha iyi olsa da bu oyun bana daha çekici geldi.

Öncelikle oyuna girip daha en başında kendime ait bir araba aldığımda şaşırmıştım. ETS 2'de kendimize ait bir sermayemiz olmadan bu işe girişmiştik ve araba alamıyorduk, ama oyunda direk araç satın alarak başlamak bana mutluluk verdi.

Ardından dorseyi takıp yola çıktığımızda oyun beni mest etti. Oyunda taşıdığımız eşyanın ağırlığını hissedebiliyorduk, ETS 2'de buna hiç dikkat etmemiştim, sadece hızım artıp azalıyordu, ancak bu oyunda sola sağa dönerken o yükü hissedebiliyor ona göre davranabiliyordum, bu inanılmaz güzeldi.

Beni şok eden 2. şey ise harita oldu, ETS 2'de alışmış olduğum o GPS yoktu, manuel olarak rotamı ayarlamam gerekiyordu. Başta çuvallamış olsamda yavaş yavaş oynayarak harita kullanımı çözmüş oldum. ETS 2'de hız sınırı olsun, navigasyon olsun hepsi dijital bir şekilde araç içinde gösterilirken burada hız sınırını ve yolları tabelalara bakarak anlamaz gerekiyor. Kafanı dijital ekranlardan kaldırıp tabelalara önem vermek haritada nereden gideceğini seçmek gerçekten oyun ile bütünleşmenize olanak sağlıyor.

Ayrıca oyunda yollar gayet geniş böylelikle aman şuraya çarpacağım aman buraya çarpacağım derdi bir nebze azalıyor, ancak bir nebze diyorum çünkü oyunun alıştığında sıkıntı çıkarmayacak olsa da başlarda çok kötü olan bir yanı var. Direksiyon çok kötü, aşırı hassas bir şekilde yapılmış, tuşlara gereğinden ufakta olsa fazla basarsanız kamyon kendini sağa sola atabiliyor tabi toparlaması çok zor değil ama alışana kadar zor anlar yaşatabiliyor.

Manzara olarak bu oyun ETS 2'ye göre bende daha iyi bir izlenim oluşturdu. Genel olarak konuşmam gerekirse bu oyun bana göre ETS 2'den çok daha iyi olmuş.

Puan vermem gerekir ise 7/10
Posted 28 June, 2017. Last edited 3 August, 2018.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
5 people found this review helpful
1.4 hrs on record (0.7 hrs at review time)
Gönül isterdi ki bir Türk yapımı olarak şu oyunu oynamaktan gurur duyayım ancak olmuyor malesef ki olmuyor.
Öncelikle oyunun ana menüsü ve arayüzleri ile ilgili konuşmak istiyorum. Menüler gerçekten çok karışık, her yer, her yerde doğru dürüst bir şekilde neyin nerede olduğunu bulamıyorsunuz, ayıca yazılar küçük olduğu için bulmak iyice zorlaşıyor.
Oyunun marketi ise o kadar iyi değil, silah çeşitliliği çok zayıf, kasalar desen oyun içi para ile açılan kasalar rezalet durumda. En azından kasalardan çeşitlilik olsun diyorsunuz olmuyor, sürekli aynı silahın çıkması insanın canını sıkıyor. Tasarım konusunda da biraz zayıf kalmışlar gibi diğer bedava online oyunlar da ki tasarımlar ile benzer tasarımlara sahipler biraz daha farklı bir şey görmek isterdim.
Oyun içinde ise durum daha da vahim, öncelikle en büyük sorun ping. Adil kullanım kotam yenilenmiş halde iken bile ping 100'den aşağı inmiyor, arada bir 70'lere 60'lara düşüyor ve tekrar 300, 200, 100 arası ping görmeye devam ediyorsunuz. Haritalar hakkında zaten pek fazla konuşmak istemiyorum ama Counter Strike gibi oyunların haritaları alınmış ve bildiğiniz makyajlanıp önümüze konulmuş. Hele ki de_dust2'nın karbon kopyası görmek bende trajikomik bir etki yarattı ah dedim bari bu kısmı güzel olsaydı. Vuruş hissiyatı falan zaten hak getire, ateş edip adamı vurdunuz mu adam sizi nereden vurdu anlayamıyorsunuz. Kurşun ve can göstergelerinin de altta kalır yanı yok, birbirlerinden çok ayrı ve çok küçükler bu yüzden onları kontrol edip ona göre hareket etmek çok zorlaşıyor. Adam öldürüğümüzde çıkan ikili öldürme gibi sesler ise bence çok gereksiz olmuş, zaten adamın nereden geldiğini anlayamıyor ayak seslerini duyamıyorsunuz bir de üstüne bu ses sizi oyundan çok kopartıyor.
Ve gelelim en büyük soruna, saçma sapan bir şekilde oyun çöküyor. Bazen oyuna bağlanırken, bazen ana menüde, bazen oyun içinde oyun bir anda kapanıyor, ancak öyle bir kapanıyor ki hiç bir şey anlamıyorsunuz, ardından ne bir hata raporu ne bir şey öylece monitöre bakakalıyorsunuz ne oldu şimdi, niye çöktü diye.
Kötü yanları kadar güzel yanları da var, öncellikle oyun modları güzel olmuş çeşitlilik sağlanmış o bakımdan, grafikleri eski olsa bile göze hoş geliyor. Oynaması kolay olduğu için fazla zorlamıyorsunuz kendinizi bu da daha fazla eğlendiriyor sizi ancak yine de ping sorunları yüzünden adam akıllı oynayamadım.

Genel olarak oynaması pek keyifli olmayan bir oyun olmuş, neden bu kadar olumlu yorumlar almış ondan bile emin değilim. Piyasada çok daha güzel alternatifleri varken bunu oynamaya çalışmak bence gereksizdir.

4/10
Posted 1 January, 2017.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
2 people found this review helpful
484.8 hrs on record (272.7 hrs at review time)
"Mi'lord"

9/10

Would Conquer Calradia Again
Posted 13 July, 2014. Last edited 23 December, 2020.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
Showing 1-9 of 9 entries