Coramoor
Kaan “Coramoor” Gülcenbay   Gonen, Balikesir, Turkey
 
 
Taim gülümsemeye ilk kez bu kadar yaklaşmıştı. “Diz çökün ve Lord Ejder'e yemin edin,” dedi yumuşak sesle, “yoksa diz çökmeniz sağlanır.”
Currently Offline
Artwork Showcase
The Dragon
Dünyanın Kralı Rand al'Thor
Kral’ın Sarayı’nda, taht odasında onu bekliyorlardı. Bashere, Dashiva ve Asha’manlar. Tıpkı meydanın diğer yanında gördüğü odaya benziyordu, ayaklı şamdanlarına, mermer duvarlara oyulmuş sahnelere ve uzun, beyaz kürsüsüne varana kadar. Tıpatıp aynıydı, yalnız her boyutta biraz daha büyüktü ve kürsünün üzerinde dokuz koltuk yerine, kolları yerine leoparlar olan kocaman, yaldızlı bir taht vardı yalnızca. Tahta oturan kişinin başının üzerinde, yumruk boyunda dokuz altın arı yükseliyordu. Rand bitkinlik içinde kürsünün basamaklarına oturdu.

“Sammael’in öldüğünü anlıyorum,” dedi Bashere, Rand’ın lime lime ceketini ve tozları tepeden tırnağa süzerek.

“Öldü,” dedi Rand. Dashiva yüksek sesle, rahat bir nefes aldı.

“Şehir bizim,” diye devam etti Bashere. “Ya da senin demeliyim.” Adam aniden kahkaha attı. “Doğru insanlar gelenin sen olduğunu duyunca savaş çabucak bitti. Sonunda, pek çatışma olmadı.” Ceketinin yırtık yeni kuru kanla kararmıştı. “Konsey senin dönmeni hevesle bekliyor. Endişeyle de diyebilirsin,” diye ekledi alaylı bir sırıtış ile.

Rand içeri girdiğinden beri, taht odasının uzak ucunda ter içinde sekiz adam bekliyordu. Klapaları ve kol yenleri altın ya da gümüş iplikle işlenmiş siyah, ipek ceketler giymişlerdi. Yakalarından ve bileklerinden danteller fışkırıyordu. Bazılarının, üst dudaklarını temiz bırakan sakallar uzatmışlardı, ama her birinin, göğsünde çaprazlama uzanan, yeşil ipekten, üzerine dokuz altın arı işlenmiş, geniş kuşakları vardı.

Bashere’in işareti üzerine öne çıktılar, Rand dünyanın gördüğü en iyi giysiler içindeymiş gibi, her üç adımda bir Rand’a eğildiler. Önderleri uzun boylu bir adam gibiydi, o sakallardan birine sahip, yuvarlak yüzlü ve endişeyle lekelenmiş doğal bir vakara sahip biri. “Lord Ejder,” dedi adam, tekrar eğilerek ve iki elini yüreğine bastırarak. “Beni affedin, ama Lord Brend hiçbir yerde bulunamadı ve...”

“Bulunamayacak da,” dedi Rand ifadesiz bir sesle.

Rand’ın ses tonu karşısında adamın yüzünde bir kas seğirdi, adam yutkundu. “Siz öyle diyorsanız, Lord Ejder,” diye mırıldandı. “Ben Lord Gregorin den Lushenos, Lord Ejder. Lord Brend’in yokluğunda, Dokuzlar Konseyi adına ben konuşuyorum. Size...” Elini daha kısa boylu, sakalsız bir adama şiddetle salladı. Adam yeşil ipek sarılmış bir yastık taşıyarak yaklaştı. “...Illian’ı sunuyoruz.” Kısa adam kumaşı çekti ve defne yapraklarından yapılmış, beş santim genişliğinde, ağır, altın bir halka sergiledi. “Şehir sizindir, elbette,” diye devam etti Gregorin endişeyle. “Her tür direnişe son verdik. Size tacı, tahtı ve Illian’ın tamamını sunuyoruz.”

Rand tek kasını oynatmadan yastığın üzerindeki taca baktı. İnsanlar Tear’da kral olmak istediğini düşünmüştü; Cairhien ve Andor’da kral olmasından korkmuştu, ama daha önce bir taç sunan olmamıştı. “Neden? Mattin Stepaneos tahtından vazgeçmeye bu kadar gönüllü mü?”

“Kral Mattin iki gün önce kayboldu,” dedi Gregorin. “Aramızdan bazıları korkuyor ki... Lord Brend’in bununla bir ilgisi olduğundan korkuyoruz. Brend’in...” Adam durup yutkundu. “Brend’in kral üzerinde epey etkisi vardı, bazıları çok fazla da diyebilir, ama son aylarda dalgın görünüyordu ve Mattin iradesini göstermeye başlamıştı.”

Rand uzanıp Defne Tacı’nı alırken kolunun pis yeni ve gömleğinden parçalar sarktı. Önkolundaki Ejder lamba ışığında, altın taç kadar çok parlıyordu. Tacı ellerinde çevirdi. “Nedenini hâlâ söylemedin. Şehri fethettiğim için mi?” Tear’ı fethetmişti, Cairhien’i de, ama iki ülkede de aleyhine dönenler olmuştu. Ama tek yol bu gibi görünüyordu.

“Bunun da rolü var,” dedi Gregorin kuru kuru. “Yine de, içimizden birini seçebilirdik; daha önce de Konsey’den krallar çıktı. Ama Tear’dan gönderilen tahıl, bütün dudaklarda Işık’la birlikte sizin isminizin telaffuz edilmesini sağladı. O tahıl olmasa, pek çok kişi açlıktan ölürdü. Brend her ekmek somununu orduya gönderiyordu.”

Rand gözlerini kırpıştırdı ve elini taçtan çekip delinen parmağını emdi. Defne yapraklarının arasına, kılıçların keskin uçları gömülmüştü. Tearlıların kadim düşmanlarına tahıl satmalarını, satmazlarsa reddederek ölmelerini emredeli ne kadar olmuştu? Illian’ı fethetme hazırlıkları yapmaya başladıktan sonra bile buna devam ettiklerinin farkında değildi. Belki konuyu açmaya korkmuşlardı, ama tahıl göndermeyi bırakmaya da korkmuşlardı. Belki bu tacı biraz hak etmişti.

Duraksayarak defne halkasını başına oturttu. O kılıçların yarısı yukarıya, yarısı aşağıya bakıyordu. Hiçbir baş bu tacı kayıtsızca, rahatça takamazdı.

Gregorin hemen eğildi. “Işık Illian Kralı Rand al’Thor’u aydınlatsın,” dedi etkileyici bir sesle ve diğer yedi lord onunla birlikte eğilerek, “Işık Illian Kralı Rand al’Thor’u aydınlatsın,” diye mırıldandılar.

Bashere başını eğmekle yetindi –hem, o bir kraliçenin amcasıydı– ama Dashiva bağırdı, “Dünyanın Kralı Rand al’Thor’a selam olsun!” Flinn ve diğer Asha’manlar da tekrarladılar.

“Dünyanın Kralı Rand al’Thor’a selam olsun!”

“Dünyanın Kralı’na selam olsun!”

Kulağa güzel geliyordu.
Rarest Achievement Showcase
Favorite Group
ƒortsy - Public Group
ƒortsy
8
Members
0
In-Game
0
Online
3
In Chat
Recent Activity
5 hrs on record
last played on 17 Feb
79 hrs on record
last played on 4 Jan
6.9 hrs on record
last played on 20 Dec, 2024
jah bones 4 Feb @ 9:13am 
belki uyanırız bir sahilde
Hiken 2 Dec, 2024 @ 1:37am 
facia bir şahsiyet
Arya Stark 16 Jan, 2022 @ 7:20am 
kanser olmama ramak kaldı
Arya Stark 18 Aug, 2021 @ 9:34am 
Ben: this world is cruel and unjust place. There's no harmony in the universe, there's only constant suffering


Birkaç dakika sonra: omg kemal 😳
Emrys 15 May, 2021 @ 2:41am 
Aynı Matrim Cauthon derim
Arya Stark 11 May, 2021 @ 12:13am 
Sarı p