Recensioni recenti di BESTOWISDOM

Oyunu indirirken MMO olduğunu görmedim. Tek kişilik, izometrik açıyla oynayacağımız survival temalı bir zombi oyunu olduğunu düşünmüştüm çoğu örnek gibi. Oyuna girdiğimde güzel sayılabilecek bir hikaye açılışı da yaptı oyun. Her ne kadar her seferinde karakterler arasında yürümek ve diyalog bittikten sonra yarım saat sohbet baloncuğun yok olmasını beklemek beni sinir etse de oyun diyaloglarla hikayeyi ve karakterler arasındaki ilişkileri bana yedirmeye başlamıştı. Sonra olan olayları geçiyorum spoiler olmasın ama 2 dakika sonra kendimi etrafımda onlarca karakterle buldum. Ve hikayeyi ilerlettiğimiz karakterler de yanımızdaydı. Ben hikayeyi yönetiyorum fakat yanımda yönümde gerçek olduğunu teyit ettiğim insanlar koşuşturuyor. Kendimi zombili Sanalika oynuyormuş gibi hissetmeden önce dedim kendime ''Herhalde burası safe-zone'dur, görev alıp yabana atılırız.'' Ve oyunun bana verdiği görev: *60 ENFEKTE ÖLDÜR*. Peki ya nerde? ETRAFINDAKİ ONLARCA İNSANIN ARASINDA... Belki bizi bu görevlerden sonra yabana salar kim bilir, ama bana açlık susuzluk yorgunluk gibi survival ögelerinin içinde Sanalika oynatıyorsa ben bu oyuna zamanımı daha fazla harcamayı reddediyorum. MMO sevenler deneyebilir ama survival sanıp indiriyorsanız, indirmeyin. Ayrıca şu oyunda bile optimizasyon yok. FPS droplar yakanızı bırakmıyor.

Lanetlenmiş efendimizi kurtarmak için canla başla çabaladım, uzunca bir süre yeteneklerimi geliştirdim, türlü canavarlarla savaştım, güzel bir deneyimdi fakat bir süre çıkıp kaldığım yerden devam etmek isterken save sisteminin olmadığını farketmemle ben de hiddetle lanet okuyarak oyunu lanetledim. Ben efendimizi kurtaramadım umarım siz oyununuzu kurtarırsınız. Ücretsiz oyun yerine demo yazsalar kesinlikle tavsiye ederdim ama yok, olmadı böyle. Save sistemi gelmesi dileğiyle...

Bana menüde gamma sekmesi aratan, uzun zaman sonra bilgisayarımın parlaklık ayarlarını kontrol ettiren, karanlığı dibine kadar yaşadığımız, az daha uzun sürse yampiri yampiri yürüyen mechamsı böcek arkadaşımıza bağlanabileceğim kadar güzel bir atmosferi olan bir oyundur kendisi. Oyundaki puzzle sistemleri şu şekilde; ilki bakıp anlamayıp yürüyüp geçeceğiniz ve çözümün sizi bulmasını bekleyeceğiniz, ikincisi ise beni kafamı ellerimin içine alıp derin derin düşündüren, bir kere doğru görünce eskisi gibi göremediğiniz viral olmuş fotoğraflar gibi ne anlatmaya çalıştığını -kendinizin gerizekalı olma ihtimalini sorgulayarak- evire çevire bütünüyle bakıp anlamaya çalışacağınız, ki muhtemelen uzunca bi süre anlayamayacağınız, anlayınca da zaten bitirmiş olduğunuzu farkedeceğiniz puzzlelar. Oyunun oynanış süresi yaklaşık 15 dakika fakat oyunu kendiniz çözmeye çalışırsanız rahat 1 saat sürecek bir maceraya atılmış olacaksınız. ''macera?'' Doğrusu en büyük maceranız shiftle daha hızlı gidebilmek ama güzel bir oyun oynadım hissiyatını veriyor mu? Sonuna kadar! Yani çok zekiyseniz 15 dakika :D

II. Dünya Savaşı en ilgimi çeken temalardan biri olmuştur hep. Keskin Nişancılık da genelde class sistemli oyunlarda tercihim olur. İkisini birleştiren bir oyun olması oyunun daha fotoğraflarını gördüğümde bile etkilemişti beni. İstek listemde en çok istediğim oyundu diyebilirim. Videolarından çok eğlenceli olduğunu gördüğüm, hele vuruş animasyonlarına hayran kaldığım, II. Dünya Savaşı oyunlarına yeni bi soluk getirdiğine inandığım bir yapım. Ama bi oyunda bu kadar mı az içerik olur? Her şeyi DLC'lere saklamışsınız yahu... Eğlenceli geçireceğiniz saatleriniz olabilir ama uzun ömürlü olmak konusunda sınıfta kalmış bir oyun. Multiplayer ve CO-OP arkadaşlarınızla eğlenceli olacaktır, arkadaşınız yoksa almayın. Oyun heyecanlandırma konusunda iyi, ama karşıya bi pusucu felan geldiğinde rage-quitler yaşarsınız. İndirimdeyken alın oynayın, verdiğiniz paraya değer. Ama oynadığım en iyi oyunlara girer mi? Hayır.

Öncelikle şunu belirtmek istiyorum ücretsiz olmasaydı zaten alacağım bir oyundu kendisi. İyi ki almamışım diyorum şimdi. Oyundan beklentilerim hayli yüksekti. Soygun yapıyosun, aksiyonlu combat olayları var, işte ekip çalışması falan filan her neyse, oyuna girdim arkadaşla, sıkıntı çıkaracağını bilmediğim için maskeyi taktım direkt olarak. İfşa olduğumuzu anladığımda dedim 'aha gelecek özel timler, helikopterler, başlamadan kaybettik', ya sonuç ne oldu? 3. sınıf wave temalı zombi oyunlarındaki zombiler gibi gelen polisler, zibilyon mermi yesek ölmeyen biz, kasayı bulmamıza rağmen berbat algılamasıyla kanser eden interact sistemi beni oyunun daha ilk dakikalarında ''Bu muydu lan payday?'' dedirtmeye yetti. Bir sonraki oyunumda interact problemleri yine canımı sıktı, takım arkadaşlarım yüksek level olmasına rağmen hebele hübele oynuyordu. Fakat sonuçta yine kazandık. Homurdanarak oynadığım tamamen zevksiz bir oyundu. Daha da oynamam muhtemelen. Ha eğer beğenseydim bile oyun bi süre sonra çok sıkacaktı. Hep aynı şeyleri yapmak ne kadar eğlenceli olabilir ki?

Selam dostlar. Oyunu çok fazla oynamadığımı belirterek incelemeye başlamak istiyorum. Insurgency'i ilk gördüğümde dönemin popüler FPS oyunlarından farklı olduğunu gördüm ve artık 'silahlı' oyunların gerçekçiliğini kaybettiği, her taraftan yıllar yıllar sonraki bir evrende geçen, atmosferiyle savaşı hissettirmeyi başaramayan oyunların çıktığı bir dönemde savaşı, silahları, ölümü hissettiren bu güzelim oyunu keşfimle içime bir umut ışığı doğdu açıkçası. Yakın dönemde çıkan başarılı yapım Battlefield 1 gibi bütçe zorlamayan, indirimlerde aşırı ucuzlayan bu oyun size 'acaba?' dedirtebiliyor. ''Bu kadar ucuz bir oyundan ne kadar zevk alınır? Acaba kalitesiz bir oyun mu?'' diye düşünebilirsiniz videolarını izlemediyseniz eğer. Fakat emin olun pişman olmazsınız. Savaş oyunu oynamaya yeni başlayanlar için biraz sinir bozucu olabilir belki, nerden geldiği muamma bir mermi yüzünden birden ölebiliyorsunuz ve ''Ulan bu sefer alacam m249'u dalacam aralarına tarıyacam adamları'' diyip gereksiz bi' hırsa kapılabiliyorsunuz amma ve lakin sabırsızlık böyle bir oyunda sizi hiç bir zaman olumlu etkilemeyecektir. Haritalar oldukça büyük ve oluşturabileceğiniz onlarca taktik var. Haritaları bilmeniz önemli bi etken fakat oyunun fiziğini ufaktan çözünce taktik konusunda olmasa da en azından nerede yere yatılır, nerede saklanılır, nasıl düşmana görünmeden yaklaşırım, sniperlardan nasıl kaçarım gibi oyuna özgü bilgileri kapabiliyorsunuz. Bir crosshair yok silahlarda. Gerçek silahlar gibi gez,göz,arpacık var. Size verilen puanlarla silahınızı özelleştirebiliyorsunuz. Zırh, yelek, bomba vs. alabiliyorsunuz. Bu da her şeyi tekdüzelikten çıkarıp sizi özgürleştiriyor. Kısacası oyun güzel, en azından deneyin. Umarım yararlı olmuştur. Keyfini çıkarın!